siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
siyaset etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6.9.24

BM Küresel Mükemmellik Ödülleri-Yılmaz Parlar



  

BM Küresel Mükemmellik Ödülleri

Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi ve BM Küresel Mükemmellik Ödülleri: İstanbul’da görkemli Bir Gece



Yılmaz Parlar / Özel Haber

5 Eylül 2024 Perşembe Gecesi Hilton İstanbul Bakırköy’de gerçekleşen Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi (UNGPC) ve BM Küresel Mükemmellik Ödülleri'ne ev sahipliği yaptı. Bu görkemli etkinlik, uluslararası alanda öne çıkan parlak fikirlerin ve çabaların onurlandırıldığı bir kutlama olarak gerçekleşti. Kültürel zenginlik ve seçkin katılımcıların varlığı, ödül törenini unutulmaz kıldı.



UNGPC ve Mükemmellik Ödülleri: Barış ve Kalkınmanın Sembolü

Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi tarafından düzenlenen ve Abhigyane Vakfı'nın küresel ortaklarıyla işbirliği içinde yürüttüğü BM Küresel Mükemmellik Ödülleri, barışı koruma ve uluslararası işbirliğini teşvik eden bir platform sağlıyor. Bu ödüller, dünya çapında reform, kalkınma ve barış inşası çalışmalarında öne çıkan isimleri tanımak amacıyla veriliyor. Etkinlik, diplomatik ilişkileri güçlendirmeyi ve uluslararası işbirliğini artırmayı hedefleyen seminerler ve iş değişim programlarıyla destekleniyor.



Öne Çıkan Katılımcılar ve Onur Konukları

Bu yılki etkinliğin baş konukları arasında, Ferhat Süleyman Çınar ve Naveen Chandra Joshi dikkat çekti. Ödül töreninde, Türkiye ve Hindistan arasındaki sosyoekonomik ve kültürel bağların güçlenmesine katkı sağlayan önemli isimler de yer aldı. Özellikle Türk ve Hint sanatçılar, iş insanları ve kültürel elçiler, iki ülke arasında barış ve işbirliğini teşvik etmek amacıyla bir araya geldi.



Sosyoekonomik ve Kültürel Bağlar Güçleniyor

BM Küresel Mükemmellik Ödülleri, uluslararası düzeydeki başarıları tanımanın yanı sıra, sosyoekonomik kalkınma ve kültürel değişim yoluyla barış inşasında etkili bir platform sundu. Özellikle Türkiye ve Hindistan arasındaki kültürel etkileşim, sanat ve ticaret yoluyla derinleşti. Turkan Travels gibi Türk şirketleri, Hindistan ve Pakistan ile turizm alanında gösterdikleri başarılı çalışmalar nedeniyle ödüle layık görüldü.



Küresel Barış İçin Diplomasi ve Kültürel Etkinlikler

Dr. Barkhaa Versha, Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi Başkanı olarak, etkinlikte yaptığı konuşmada, sanat ve kültürün barış inşasındaki birleştirici gücüne dikkat çekti. Dr. Versha, Türkiye ve Hindistan arasında güçlü kültürel bağlar kurmanın barış sürecinde ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, Sufi kültürünün, her iki ülkenin ortak mirası olarak, gelecekteki etkinliklerde daha fazla tanıtılacağını ifade etti.



Genç Nesillerin Barışa Katkısı

Dr. Versha’nın liderliğinde, Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi genç nesillerin barış süreçlerine daha fazla dahil edilmesini teşvik eden projelere öncülük ediyor. Gençlik liderlik programları, kültürel değişim projeleri ve barış konferansları gibi etkinliklerle gençlerin, barış inşasında aktif rol almaları hedefleniyor. Bu girişimler, geleceğin liderlerini barış elçileri olarak yetiştirmeyi amaçlıyor.



Gelecek Planları ve Uluslararası İşbirliği

Dr. Versha, Türkiye ve Hindistan arasındaki kültürel işbirliğinin gelecek yıllarda daha da artacağını ve özellikle turizm, sanat ve ticaret alanlarında daha fazla etkinliğin planlandığını belirtti. Ayrıca, BM Küresel Barış Konseyi’nin dünya barışını güçlendirme misyonu çerçevesinde Türkiye’de daha fazla proje gerçekleştirmeyi planladığını söyledi.



Ödüller ve Diplomatik İlişkiler

Ödül töreninde Türkiye, Hindistan, İspanya ve Afrika’dan birçok seçkin isim ödül aldı.  Ahmet Yaşar Akkaya,  Jose Antonio Sanchez Marín, Yılmaz Parlar, Mustafa Akçey, Dr. Muhammed Manzoor Abdul Salam gibi önemli isimler, ödül sahipleri arasındaydı. Bu isimler, ülkeler arasındaki diplomatik ilişkileri geliştirmek ve sosyoekonomik kalkınmayı desteklemek için önemli katkılarda bulunuyor.

Ödül sahipleri listesinde ayrıca, Turkan Travels (Türkiye'de Tüm Hindistan ve Pakistan Turizmi ile İlgilenen En İyi Turizm Şirketi) için ödül alan önemli isimler de vardı.

Toplantıda konuşma gerçekleştiren GM Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya ve Prof. Dr. Murat Kasımoğlu projeleri hakkında bilgiler verdiler.



Ahmet Kaya, "Pandemi Bizi Yavaşlattı Ama Global Yardım Projeleriyle Güçleniyoruz"

Hilton İstanbul Bakırköy’de düzenlenen Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi etkinliğinde, GM Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya, pandeminin yarattığı zorlukları ve şirketinin uluslararası sosyal yardım projelerine olan katkılarını vurguladı.

Ahmet Kaya, konuşmasında markasının hayatındaki önemini ve Türkiye ile gerçekleştirdiği işbirliklerine değindi. Pandemi sürecinde yaşanan yavaşlamaya rağmen, yeni organizasyonlar ve projelerle dünyanın çeşitli yerlerinde düzenledikleri törenlerden elde ettikleri gelirlerle uluslararası sosyal yardım projelerine destek verdiklerini belirtti. Türkiye'de gerçekleştirdikleri işbirliklerine duyduğu minnettarlığı ifade eden Kaya, etkinliğe katılanlara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı:

"Türkçe öğreniyorum ve bu organizasyona değer kattığınız için sizlere şeref verdiniz, teşekkür ediyorum."



Prof. Dr. Murat Kasımoğlu, "Küresel İşbirlikleri ve Yeni Liderliklerle Geleceğe Umutla Bakıyoruz"

Prof. Dr. Murat Kasımoğlu, etkinlikte yaptığı konuşmada, küresel sistemin karşılaştığı büyük sorunlara değinerek, stratejik işbirliklerinin ve genç liderliklerin önemine dikkat çekti. Özellikle Hindistan’ın bu süreçteki katkılarının ve Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa olan önemli katkılarının altını çizdi.

Kasımoğlu, Türkiye’nin turizm alanındaki projelerinin gelişmekte olan ülkelerden gelen öğrencilerle desteklendiğini belirtti. Küresel sisteme katkı sağlayacak işbirliklerinin önemine vurgu yaparken, dijital dünyada liderliğin güçlendiği bir dönemde genç liderliklere büyük ihtiyaç olduğunu vurguladı.

"Bugün dünya genelinde yoksulluk ve göç gibi küresel sorunlarla mücadelede ortak bir strateji geliştirmek son derece önemli. Türkiye’deki iş insanları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları olarak bu alandaki işbirliklerini güçlendirmeye hazırız," diyerek konuşmasını sonlandırdı.



Gala Yemeği ve Ağ Kurma Fırsatları

Ödül töreni, katılımcılar için hem resmi hem de gayrı resmi bağlantılar kurma fırsatları sundu. Gala yemeği ile birlikte, sosyo-ekonomik işbirliği ve kültürel değişim programları üzerine verimli tartışmalar gerçekleşti. Etkinlik, tüm katılımcılar tarafından büyük bir başarı olarak değerlendirildi ve bu tür girişimlerin devam etmesi için güçlü bir talep dile getirildi.

Birleşmiş Milletler Küresel Barış Konseyi ve BM Küresel Mükemmellik Ödülleri, İstanbul’da uluslararası barış ve işbirliği adına önemli bir adım oldu. Gelecekteki etkinliklerin dünya barışına katkıda bulunma potansiyeli, katılımcılar arasında büyük bir heyecan yarattı.

yilmazparlar@yahoo.com

25.9.23

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar



  Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Karanlığı Kazanan Hep Işık Olacaktır

İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var, Odesa şehridir

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, Rusya tarafından işgal altındadır.



Dünyada Fiyat olarak değerlendirelimiyen ancak eşsiz bir değeri olan uygar insanın erdemi olan vatan sevgisi uğruna Anavatanı için savaşan, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda Atatürk’ümüzün verdiği özgürlük savaşını dile getirdiler. Aynı yolda cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla zaferi kazanacaklarını bir kere dada dile getirdiler.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2023 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, İş, Siyaset dünyasının önemli isimleri olmak üzere, Mini bir konserde veren 2004 Eurovizyon Şarkı yarışma Birincisi Ruslana ve Ukrayna vatandaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi’nin konuşması Özgürlük mücadelesini özel kılan sadece amacına ulaşmış olması değil, aynı zamanda nasıl mücadele edildiği, direnişin temel taşı olan hakikat olması nedeniyle Tam metnini veriyoruz. 

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bugün, Ukrayna Ulusal Bayramı - Ukrayna Bağımsızlık Günü vesilesiyle bu yardım etkinliğinde, cesur Ukrayna halkına, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine, tüm savunuculara, partizanlara, doktorlara, gönüllülere, öğretmenlere, çiftçilere, metalurji uzmanlarına saygılarımızı sunmak için buradayız.

Zaferimizi kendi yönlerinde yaklaştıran herkese... Tüm bu 575 gün süren tam ölçekli savaşta, Ukrayna'nın özü itibariyle güçlü, cesur ve bağımsız olduğunu kanıtlayan insanlarımıza… Farklı olamayız, yapamayız, farklı olmak ta istemiyoruz. 



Sizlerden şimdi Ukrayna'nın özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan; buna canlarını feda eden kahramanlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, rusya tarafından işgal altındadır. Ancak, Ukrayna’nın Kırımı teslim olmuyor ve direnmeye devam ediyor. Son zamanlarda hepimiz Sevastopol Körfezi'ndeki Kırım itaatsizlik ateşinin parlaklığını gördük. Bu sadece bir başlangıçtır.



Son bir buçuk yıl boyunca her gün Ukrayna, bağımsızlığını kanıtlamaya devam ediyor. Dünya, bağımsızlığımızın yakılanmayacağına, boğulanmayacağına ve şiddet kullanılarak vurulanmayacağına ikna oldu.

İşgalciler Kahovska barajını patlattılar; Zaporizhzhya nükleer santralını ele geçirip dünyaya nükleer tehditlerle şantaj yaptılar; tahıl koridorunu kapatarak dünyayı kıtlıkla tehdit ettiler. Çocukları öldürüyorlar; kreşleri, hastaneleri ve okulları yok ediyorlar; Nazi rejiminin en iyi geleneklerini benimseyerek filtrasyon kampları yaratıyorlar. Bütün bunlar, güçsüzlükten kaynaklanan agonidir. Ukrayna'yı "üç gün içinde" dedikleri gibi ele geçirme ve yok etme planı başarısız oldu. Bugün Ukrayna kendisini ve tüm dünyayı Kremlin'in cürümünden koruyor. Partnerlerimiz, dostlarımız, ya da askeri bir deyimle asker arkadaşlarımız bu konularda bize yardımcı oluyor.



İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var: Odesa şehridir. İstanbul bu yaz, geçen yaz da olduğu gibi ikinci kez, her hafta Rusya tarafından bombalanan ve Karadenizin karşı kıyısında bulunan Odesa’dan gelen bir grup Ukraynalı çocukları ağırladı. Bu özel yardımın ve desteğin örneğini neden dile getiriyorum? Çünkü bu örnek, iki şehrin gerçek kardeşliğinin bir simgesidir. 

Bu fırsattan istifade ederek Türkiye’ye, Kırım platformuna katılımından, uluslararası platformlardaki desteklerinden, Bayraktar İHA'larından, çocuklarımızın dinlenme fırsatlarından, insani yardımlardan, hastanelerinizdeki yataklardan, Ukrayna haftasonları okulları için tahsis edilen kırtasiye malzemelerinden dolayı en içten teşekkürlerimi sunarım. Bütün bu destekler çok önemlidir. Bu desteklerinizi hiçbir zaman asla unutmayacağız. 

Bayraktarlar! Dünyanın en tanınmış Türk markasından bir tanesidir. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yarattığı tam ölçekli işgalinin başlangıcında savaş alanındaki durumu köklü bir şekilde değiştiren insansız hava araçları. 

Ayrica, bu otelin sahibi Sayın Saruhan Saraylı'ya da özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.  Rusya’nın başlattığı barbar savaşında evlerini terk eden 700'den fazla Ukraynalı kadın ve çocuk, 5 ay boyunca bu otelde ücretsiz olarak konaklandı. Bütün bunlar çok önemli.  Bu desteği asla unutmayacağız



Türkiye'deki depremden etkilenen çocuklara insani yardım götürdüğümüz İstanbul'daki kliniklerden birinin başhekimi "kalplerimiz tek yürek olarak atıyor" çok anlamlı bir ifade dile getirdi. 

Lütfen halkımıza ve ülkemize destek vermeye devam edin. Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Cumhurbaşkanımız her akşam konuşmalarında askerlerimize, doktorlarımıza, gönüllülerimize teşekkür ediyor.

Bugün tüm Ukraynalı topluluklarımıza, derneklere, tüm Türk dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hepiniz gelecekteki zaferimizin bir parçasısınız. Zaferimiz muhakkak gelecek. Çünkü karanlığı kazanan hep Işık olacaktır.

Kazanacak Işık konusunu, yardım etkinliğimizin bir sonraki bölümünden bugünkü konuğumuz Ruslana'ya aktarmak istiyorum.

Yıl 2004. Eurovision şarkı yarışmasına ev sahipliği yapan şehir İstanbul. Ukrayna'nın Eurovision şarkı yarışmasına katılımının ikinci yılıydı ve Ukrayna için Zafer kazanılan yılıydı. İstanbul'daki 2004 Eurovision şarkı yarışmasının galibi Ruslana hoş geldin”

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana mini konser verdi.

Ruslana sonrası, Grupların ve sanatçıların ses mühendisleri, Ukrayna'daki en iyi etkinliklerde çalışan geniş deneyime sahip DeluxeSound DJ ler 14 yaşındaki mini DJ Benzersiz, özel müzik içerikleriyle süper performasıyla etkinliğe renk katdı.

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana  şarkı öncesinde şarkı aralarında ve şarkı sonlarında verdiği mesajlar mükemmeldi. Yüreklere seslendi buruk neşelere dil oldu. Bir kere daha bu vahşet olan savaşı kınarken bir an evvel son bulmasını işgal altından kurtulmalarını kutsal vatan topraklarına kavuşmalarını diliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com


23.8.23

ATA PARTİ ALTIN İLKELER-Yılmaz Parlar



  ATA PARTİ ALTIN İLKELER,

ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'le ATA Parti Yeniden Türk Devrimi Tasarlaması (Programı) ilkeleri hakkında Sayın Başkanın İstanbul özel ofisinde söyleşi gerçekleştirdik. 



Sayın Başkan'ın çok güzel ilkeleri var, iktidara geldikleri zaman Başkan'a ATA Parti'nin ilkeleri hakkında buna  yeni Çağdaş Türk devleti devrimi diyorsunuz, Bunlar hakkında biraz kısa bilgi verir misiniz? Sorumuza;

ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek,

“ATA Parti ana amacı Atatürk'ün Türk devrimini

Atatürk döneminde, Atatürk Türk devrimi derdi ve öyle denilirdi. Sonradan söz değiştirildi. Atatürk'ün Türk devrimini iyi anlayıp, özümseyip, çağa taşıyarak

Yeniden, Türk devrimi yapmak üzere yola çıkan kişilerin kurduğu bir siyasi partidir. 

Ben de o partinin öncüsüyüm. Evet. Ata Parti'nin amacı Atatürk'ten sonra başlayan karşı devrim sürecini bütün

bütün yanlışlarımızı silmek bugünkü karşı devrime tam karşı bir devrim gerçekleştirerek yeniden Türk devrimi yaparak Türkiye'yi tarihinde olduğu gibi ve Atatürk döneminde olduğu gibi hızla yükseklere çıkarmak amacıyla kurulan bir siyasi partidir.” 

Devrimleri ?

“Ata Parti. Biz yeniden Türk'te devrimi derken beş devrimden söz ediyoruz.

Bunlardan birisi devleti yeniden Türk devleti olarak kurmak. 

Yani en güçlü erk kurultayda olacak. Türk devlet geleneği budur. 

Evet Türk devlet geleneğinde kağnı kurultay seçer. Ve kağan da başbakanı ve bakanları seçer. 

Atatürk de Türkiye'yi kurtarırken böyle başladı. Orduyla başlamadı. Kurultayla başladı Erzurum'da, Sivas'ta. 

Sonra Ankara'da büyük kurultayı toplayarak adına da Türkiye Büyük Millet Meclisi denildi. Ve ordu bu meclisin yani kurultayın ordusuydu.

Devlet başkanı da buranın başkanı. Yani Atatürk oldu. Sonra da bu kurultay sonra kamutay da denildi. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk'ü ve sonrakileri başkan seçti. Doğrusu budur. Yani devlet başkanını seçti.

Bunu geri getireceğiz. Parlamenter sisteme geri getireceğiz filan deniliyor. 

Tabii ki bir manada bu ama çok daha derin bir anlamı var bizim söylediğimizin. Türk tarihin derinliklerinden başlatıyoruz olayı.

Bunun dışında devlet bugünkü yanlışlardan kurtularak gerçekten çağdaş bir devlet olacak. Yasama, yürütme ve yargı ayrışacak. Yargı tam anlamıyla bağımsız olacak ama Yargı mensubu olmak için de çok derin araştırmalar ve deneyimlerden sonra gerçekleşecek bir durum olacak.”

İkincisi? 

“İkinci olarak söylediğimiz devrim, Yeniden çağdaş eğitim devrimi. Ne demek? Yani bir çağdaş devlet

yurttaşlarına bir din dayatmaz. Çağdaş devlet yurttaşlarına din dayatırsa böyle inanacaksınız. Derse okullarda zorunlu din dersi olarak din budur. Buna inanın diye dayatırsa…Tarihin bize gösterdiği gerçeklik. Din çürür, devlet çöker.” 

Aynen öyle.

“Ya tarihte birçok devlet böyle çöküyor. Örnekleri çok

Roma böyle çökmüştür, Osmanlı böyle çökmüştür, Memlüklü böyle, çökmüştür, Timurlu, Babürlü hep böyle çökmüştür. Evet. Hatta Uygurlar bile mali dinini devlet dini yaptıktan sonra çökmüşler. 

Dolayısıyla çağdaş eğitimde bir din eğitimi olmaz. Olmayacak. Evet. Dil öğretimi için din dersi olabilir. Orada bütün dinler kısaca özet olarak anlatılır

Eşit uzaklıkta kalarak anlatılır. Yoksa din budur denilmez. Bunun dışında peki ne denilir

Yetişen öğrencilere bilim bilinci verecek. Bilim tarihi ve aydınlanma tarihi dersi konulacak. Koyacağız. Bununla ne yapacağız? Gençlerimizin gerçekten bilimlik bakış açısı kazanmaları hayatlara öyle bakmaları sağlanacak. 

Dirliğe böyle bakmalarını sağlayacak ve bunların içinden gerçek üretici bilim adamları çıkacak. Yoksa din dersiyle yetişenlerden bilim adamı çıkmaz. Din adamı çıkar. 

O ayrı bir kategoridir. Tabii. Ama devlet

Devletin okullarında din dersi olmaz. Bilim olur. Evet, bilim dersi olur. Çağdaş eğitim dediğimizin özeti budur.”

Üçüncü?  

“Üçüncü devrim olarak diyoruz ki;

Biz toplumcu kalkınma uygulayacağız. Yani demek? Devlet yeniden fabrikalar açacak. “Devlet fabrika açmaz. Devlet üretim yeri açmaz. Devlet ticarette siyah uğraşmaz” Safsatasını bırakacağız. Ve en önemlisi de ülkemizin her yerini devletin kurduğu fabrikalarla donatacağız. Evet. Ama özel sektörü de özendireceğiz ve destekleyeceğiz. Atatürk'ün yaptığı gibi...”

Tabii karma ekonomi. 

“Özel sektöre özendireceğiz, yönlendireceğiz, destekleyeceğiz. Ama devlet de fabrika yapacak. Güneydoğu'ya özel sektör fabrika yapmaz. Devlet Güneydoğu'nun her iline ve her ilçesine fabrika

Fabrika yapacak. Onları da ordumuz koruyacak. 

Çok önemli. Onları koruyacak. Ama bizim gençlerimiz Güneydoğulu gençlerimiz iş buldukları zaman

Yani kız- erkek gençlerimiz, iş buldukları zaman orada çalıştıkları zaman evlerine maaş götürdükleri zaman akşam da evde buluşup çocuklarını da yuvalarından, fabrikaların yuvalarından alıp evlerinde onlarla uğraştıkları zaman terör örgütü işte o zaman kalkacak Işsiz genç kalkacak. 

Terörü önlemenin yolu da budur. Tabii. Önce terör örgütüne kaptırıyorsunuz. Yurttaş çocuklarını sonra da öldürmekle övünüyorsunuz. Böyle saçmalık olur mu? “

Aynen. 

“Böyle devlet olur mu? Niye kaptırıyorsun kardeşim? Doğru dürüstünü halka doğru dürüst göster. Halka yönel. Halkla ilgilen. Halka sevgi duy, saygı duy, ama aynı zamanda da karınlarını doyur. 

Karın doyar. Işsizliği önler. Bunun yolu, yöntemi de Atatürk'ün yaptığı gibi bütün ülkeyi fabrikalarla dona donatmak. Evet, pırıl pırıl yapacağız

Aynı zamanda da çok sert söyleyeceğim. Bir devlette eğer yetenekli gençler, paraları olmadıkları için okuyamıyorlarsa okudukları zaman okulu bitirdikleri zaman da yetenekli gençlerimiz, eğer daha yükseğini okuma imkanına ulaşamıyorlarsa; ya da bir ülkede yurttaşlarımız, yurttaşlar paraları olmadıkları için ameliyat olamıyorlar ya da ilaç bulamıyorlar, ölüyorlarsa o ülkeyi yönetenler canidir. Katildir.”

Doğrudur. 

“Bu bilinçle bakacağız. Dolayısıyla ATA parti iktidarında eğitim parasız olacak.” 

Parasız olacak. 

“Sağlık parasız olacak. Devlet verecek. Hemen denilebilir ki devlet nereden bulacak? Yolsuzlukları önleyin

Yolsuzluklar çok büyük bir bütçeden kanama meydana getiriyor. Çok büyük. Savurganlığı önleyin. Çok büyük kanama meydana getiriyor. Aynı zamanda da Türkiye'yi istila ettirdiğiniz yerleştirdiğiniz şu Suriyelilerden Türkiye'yi kurtarın. Sadece bununla siz bütün bunları yapacak finansal paraya, akçeye ulaşırsınız..

Sadece bunlarla. Çok zor işler yok. Efendim ekonomi için şöyle uzmanlar böyle uzman. Hayır bu çok basittir bunlar. Ya çok da basit söylüyorum. Yolsuzluğu önleyin. Savurganlığı önleyin. Suriyeli saçmalığından Türkiye'yi kurtarın…

Birdenbire elinizde bütün ülkeyi fabrikalarda donatacak kadar para oluşur. Türkiye'de kaynak var. Biz bunu yapacağız. Toplumcu kalkınma dediğimiz bu.”

Diğer ilke? 

“Evet. Başka? Tabii ki ayrıntısı var…

Bunun dışında ayrıca ileri demokrasiyi getireceğiz. Türkiye artık ileri demokrasiyi hak eden bir ülkedir. Dolayısıyla, önce partiler de genel başkanlık diktatör yazısını ortadan kaldıracağız. 

Siyasi partiler kanununu değiştireceğiz. Milletvekili ve belediye başkanı adaylarımızı partilerin üyeleri seçecek

Ya insanlar çalışıyorsa, önce parti içi demokrasinin olması lazım. Şu hale bak. Yani bir kişi bir partiyi ele geçirince kendisini padişah ilan ediyor. Bir daha orayı bırakmıyor. Yahu kardeşim ne var yani…

Bırak da başkaları gelsin. Şimdi denilebilir ki peki siz yapar mısınız? Ben yaparım demiyorum. Yaptım diyorum. Demokrat Parti Genel Başkanıyken baktım ki olmuyor. Yani partinin örgütüyle ve konumuyla benim

Bu köktenci düşüncelerim uyuşmuyor. Ya partide buna göre ekmek olanağım yok. Onun üzerine bir yıl yaptım. Ve hem o bina koca binayı bir sürü imkanı bırakıp ayrıldım. Dedim ki buyurun. Kimi istiyorsanız seçin

Ya ondan sonra da kendi bu köktenci düşüncelerime göre yeni parti kurmak için yıllardan beri uğraşıyorum. Ve bu düşüncedeki arkadaşlarla birlikte uğraşıyoruz.”

Beşinci?

“Peki beşinci Türkiye'yi bilgi çağına sokacağız. Evet. Çok önemli. Şunu çok açık söyleyeyim. 

Türkiye'de siyasi yazılıma siyasi söyleme, bilgi çağına yatırım kişi benim. Yani o dönemleri yaşayan kişiler bilirler. Özal'a da anlatmaya çalıştım. Demirel'e anlattım. Tansu hanım  anlamadı. Yıldırım Bey anlamadı. Ama Anlattım.. Anlattım… Anlattım…

Yani yazdığım kitaplar belli, yaptığım konuşmalar belli. Bilgi çağı diye dünyada büyük bir dönüşüm var. Evet. Şimdi aslında bence ilgi çağında aşan yeni bir çağ geliyor. Bilgi çağı içinden çıkan bir çağ o da yapay zeka çağı. Evet. Yani Türkiye'yi yönetenler Türkiye'yi yönetenler, başbakanlığa, bakan, başkanlığa istekli olanlar, ben Türkiye'ye yararlı olurum diyenler kitap okumalı…Atatürk böyle yapıyordu... Evet. Binlerce kitap okudu... Ben de okudum… Yirmiden fazla kitap yazdım. Ve hala okumayı sürdürüyorum. Dolayısıyla okuduklarımdan bildiğim bilgi çağı kavramı. Modern yönetim teknikleriyle devlete uygulayarak, yurttaşlarımıza bilgi çağı konusunda eğiterek Türkiye'yi bilgi çağına sokup bilgi çağının üreticisi olan.. Biz Tüketicisiyiz. Evet. Herkes cep telefonu falan kullanıyor. Şu önümüzdeki, teknik olanaklardan yararlanıyoruz. Ama bu değil. Üretici  olarak Türkiye'yi bilgi çağına sokacak devrimi yapacağız…”

Sözleriyle Başkan tamamladı. ATA  Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek 23 yaşından itibaren çeşitli ilçelerde Kaymakamlık, Gümrük Müşavirlik, Milletvekilliği yapmış, Kültür Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Büyük Elçi ünvanı gibi makamlarda; unutulmaz başarılı hizmetler vermiş bir değerimiz..Aynı zamanda akademisyen olan Başkan Namık Kemal Zeybek’in çok sayıda kitapları var.

yilmazparlar@yahoo.com   


16.6.23

CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı-Yılmaz Parlar



  CULPAC, Uluslar ve Kıtalar Barışı Türkiye’ye Şube açtı

1979'da Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir barış medeniyetinin varlığı için kurulmuş olan, kısa adı "CULPAC"  Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi  Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar’ı Türkiye Temsilcisi olarak atadı. Adresi tescillendi.



DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik tarafından Diplomatlar birliği Bünyesine katılan Birleşmiş Milletler Barışcıl Elçisi Dani Al Achkar’ın atama rituelinde Eski Başarılı Milletvekili Osman Ceylan, Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, DMW Uluslararası  Diplomatlar Birliği Türkiye Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar, hazır bulundular. 

"CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi, Genel Müdürü Mfumu Kukıele Santu Danıel atama rituel öncesi yaptığı konuşmasında “Türkiye Cumhuriyeti'ndeki uluslararası barış elçisi görevlendirme süreciyle ilgili olarak burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz



Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi kısaca, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki temsilcilik bürosunun kurulmasının resmi tanınması ve uluslararası barış elçisinin akreditasyonunu bugün gerçekleştirmektedir

Bu barışın dünyadaki birçok ülkede tehlikeye girdiği bir gezegende yaşadığımız son derece karmaşık olan bu günlerde söz konusu görevin son derece önemli bir olumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Uluslararası barış elçisinin kendisine tebliğ edilen görevi başarmak üzere kararlılıkla gayret göstereceği umudunu taşıyoruz. Çünkü barış çok değerli bir olgudur.



Olmaksızın yaşamın hangi alanında olursa olsun bir ulusun gelişimi ve serpilmesi için iyi ya da alıcı bir herhangi bir şey yapılamayacaktır. Gezegenimizde demokrasinin ihdasına geçerli şekilde katkıda bulunabilmek üzere, İnsan haklarının yaygınlaştırılmasına katılımı da büyük yararı olacaktır. 

Uluslararası barış elçisi Dani Al Achkar, ulusal ve kıtaların barışı için evrensel konsey genel yönetimi kurumumuzun Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş makamlarının bu konuda bilgilendirilmesi akabinde

Temsilcilik büromuzun oluşturulmasının yanı sıra akreditif mutasyonumuzla da bu programın yerine getirilmesini mümkün kıldığınızdan ötürü sizi kutlamayı ve size teşekkür etmeyi bir borç bilirim . 

Dışişleri Bakanı ile İçişleri Bakanının yanı sıra atanmış olduğumuz İstanbul kentinin belediyesiyle de temasa geçmenizi rica ediyoruz.” Dedi 



Mfumu Kukıele Santu Danıel “Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini göz önünde bulundurarak ve seçilmiş makamların iyi niyet ve siyasal açık görüşlülüğüne duyduğumuz itimatlar. 5 ve 6 Eylül 2008 -2010  tarihlerinde Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda yapılan Evrensel Barış konferansı kararları uyarınca bu büyük ülkenin oğulları ve kızlarını iş bu önemli proje konusunda bir araya getirecek ve birleştirecek büyük bir konferansın ardından nice aylardadır. Barış kenti İstanbul programını gelecek aylarda organize edeceğiz” açıklamalarda bulundu

Avrupa Parlamentosu Delegesi Barlar Endre Sandor, “Biz destek vereceğiz. Bugün barış ve insan hakları konusunda Avrupa delegesi sıfatımla, 5 -6 Eylül 2018 tarihlerinde Brüksel'de toplanmış olan Avrupa parlamentosunda, uluslararası barış konferansında uluslar ve kıtalar evrensel barış konseyi kararlarına uygun bir şekilde



Türkiye Cumhuriyeti nezdinde uluslararası barış elçisi olarak akreditasyonundan dolayı esansları daha da iyiliklendirmekten mutluyum. Değişen çok sayıda gerilim ve savaşın yanı sıra tüm kıtalardaki çeşitli krizlerin bir sonucu olan gezegenimizin geçirmekte olduğu bu zor dönemde hepimizin aynı safta durması ve insanlığı yok etmekte olan bu tür olaylara dur deme zamanı gelmiştir. Her halükarda dünyada barışı yeniden tespit etmek ve pekiştirmek üzere birlikte çabalamak durumundayız. İstanbul Türkiye'deki akreditasyonuyla uluslararası bahis barış elçisinin temsilcilik bürosunun oluşturulması tüm dünyada barışın makamları tarafından teşviki yolunda bu büyük ülkenin politikasını ortaya koymak yolunda cihetinde önemli bir simgedir.” Şeklinde barışın önemine dayanışmasına vurgu yaptı.

DMW olan  Avrupa Birliği Komisyonunun desteği ile kurulan Uluslararası Diplomatlar Birliğinin Türk Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, “Sayın Mfumu Kukıele Santu Danıel sizinle bir yıl önce tanışmıştık. Sayın Dani Al Achkar’a, çok güzel, çok ciddi, çok onursal bir görev verdiniz. Değerli dostuma inanıyorum.

Son üç yıldan beri yaklaşık Türkiye'de ondan önceki çalışmalarını da takip ettik. Ciddi projelere de, işlere de imza attığı için biz de bundan alakalı bir karar aldık. Uluslararası diplomatlar birliği olarak, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kuruluşu olmuştur. 2000 yılında

aynı zamanda da Avrupa İş Adamı Kulübü 25 yıldan beri Avrupa Birliği'ne bağlı olan başkanlığını temsil ediyoruz. 

Yönetim Kurulu toplantısından sonra Sayın Dani Al Achkar,  hem uluslararası diplomatlar birliğine girdi. Avrupa İş Adamı Kulübü Başkanım yönetim kuruluna da almış bulunuyoruz.



Bu arada çok güzel bir şeye değindiniz. Barış dünyada barış olmadığı zaman hiçbir şekil anlamı yoktur. İstanbul'daki yapmak istediğiniz kongreye yüzde yüz Avrupa Birliği olmaktan değil ve aynı zamanda Avrupa İş Adamları Kulübü olarak yüzde yüz desteğimizi vermeye hazırız. 

İstanbul'da seçtiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Bu da şu anlamıyla; Cumhurbaşkanımızı bildiğiniz gibi şu andaki Ukrayna ve Rusya Savaşı arasında halen diplomasi olarak köprüleri kurmaktadır. Ve barış içinde her şeyi yaptı. Inşallah bu yapacağımız kongreyi Sayın Cumhurbaşkanımızı da davet ederiz.” Şeklinde desteklerini açıkladı

Eski Milletvekili Osman Ceylan, “Böyle sizleri, sizin gibi kıymetli insanları Türkiye'ye getirmekle bizlerle muhatap etmekle Türkiye'ye çok büyük hizmet ettiğinizi düşünüyorum.

Türkiye gerek Türkiye için gerekse bütün insanlık için güzel şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum.

Sayın Genel Başkan, diplomatlar birliği Genel Başkanı ve biz Türkiye için ve bütün dünya için güzel şeylere ışık olabileceğimizi düşünüyorum

böyle güzel işleri başlangıcı için bizi bir araya getiren Sayın Dani Al Achkar’a, özellikle teşekkür ediyorum. Bütün girişimleri yapmak devletin üst makamlarını bu kongreye getirmek için elimizden geleni yaparız. 

Benim sözüm var. Ben kendisinin yapacağı her icraatta arkasındayım. Ve Başkanla beraber, Cumhurbaşkanımızı sayın Tayyip Erdoğan'ı bu toplantıya davet edeceğim.” Sözlerini verdi. 

Ofis kapısına "CULPAC", Uluslar ve Kıtalar Barışı Evrensel Konseyi,yazılı olan metal temsilcilik adresi üzerindeki kağıt çıkarıldı. Ofise protokol sırasına göre tek girildi. Temsilcilik yemin töreni şeref sözü rituel sonrasında sertifika resmi yazılar ve Özel kart takdim edildi.

Aile foto sonrası resmi olarak göreve başlandı.

UNESCO Merkezi olarak UNESCO Kulüpler ve Merkezler Mavi El Kitabı'na uygun olarak başta UNESCO olmak üzere Birleşmiş Milletler'in faaliyetlerinde yer alarak özerk olmak DRCongo'da yer alan ve söz konusu Federasyonun Kurucu üyesi olan CULPAC, barışın, insan haklarının ve kalkınmanın teşviki için çeşitli kültürel, sportif, sosyal, hayırsever ve insani faaliyetler yürütmüştür ve Onurlu Kişiler ve barış için Evrensel Elçiler için tanıma programları gerçekleştirmiştir.

Temsil için seçilen ülkelerin mevzuatlarına göre barış için dünya turu programı ile dünya genelinde CULPAC şubelerinin kurulması, esas alınmıştır.

yilmazparlar@yahoo.com