bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4.9.23

Beylikdüzü Dijital Medya Öncüsü, LONCA Medya-Yılmaz Parlar



 Beylikdüzü Dijital Medya Öncüsü, LONCA Medya

Belediye Başkanlığını Mehmet Murat Çalık’ın yaptığı Beylikdüzü’nde geleneksel Sevgi Barış Buluşmaları fuarı Cumhuriyetimizin 100 yıl dönümü kapsamında çok daha renkli geçti.



Fuarda en köşe taşı sayılan yerde standını açan LONCA Medya Bilgi çağında Kent Rehberi programını da tanıtdı. Kent Rehberi yazılım programı akıllı şehrin en önemli hayatımızı kolaylaştıran bize sınırsız zaman kazandıran anahtarlardan biri..

Lonca Medya kendi sektöründe Bilgi çağına uyumuyla ön saf sıralara kendini taşımış. Nurhayat Varol, Durbey Duran ortaklarının yanı sıra zengin değerli çalışanlardan oluşan Lonca Medya, Dijital ve Klasik medyanın tüm ögelerine sahip kuruluş..

Nedir? Dijital Medyanın Önemi…




Dijital medya, çevrimiçi olarak tükettiğimiz her şeyi kapsar. Dijital mobil cihazlar, tablet bilgisayarlar ve geleneksel bilgisayarlar aracılığıyla verilerin teknolojik arayüzler aracılığıyla, hedef kitleye ilgi çekici ve kullanışlı bir şekilde sunulmasını sağlayacak şekilde yayılmasıdır.

Dijital medya sektörü gelişiyor ve işletmeler, sektördeki yatırımlarını en üst düzeye çıkararak bu büyümeden yararlanmaya giderek daha fazla istekli oluyor.

Bu ihtiyaç, ister şirket markalarını tanıtmak için tasarlanmış web siteleri, ister gazete ve süreli yayınların dijital baskıları olsun, yeni materyallerin üretiminde sürekli iyileştirmeleri gerektirmektedir.

Özellikle dijital medyadaki teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak giderek artan sayıda insan Medya, Eğlence ve Bilgi hizmetlerine yönelik tercihlerini değiştiriyor. 

Dahası, günlük yaşamlarımızda köklü değişiklikler yapılıyor. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmasının ve ilişki kurmasının çok çeşitli yolları vardır. Duyularındaki ve psikolojilerindeki değişim dikkat çekicidir. Kişisel ve profesyonel yaşamın iç içe geçmesi ve anlık bilgiye olan talep nedeniyle bağlantı süreleri artıyor.

İnsanların dijital medyayla etkileşimlerinde güvenilip güvenilemeyeceği konusu giderek daha fazla ilgi görüyor. Genç nesillerin davranış değişikliğini teşvik ettiği yollar var, ancak aynı zamanda yaşlı nesillerin şaşırtıcı derecede kısa sürede "yetiştiği" yollar da var.

Ancak son yıllarda dijital pazarlamanın önemi önemli ölçüde değişti. Müşterilerin bir şirketi nasıl algıladığı temel hale geldi. Bir web sitesine ve dağınık bir Reklam kampanyasına sahip olmak artık işleri kesmiyor. 

İş dünyasındasınız ancak etkili entegre dijital pazarlama teknikleriniz yok, değil mi? Bu nedenle zaman size karşıdır.

İnternet modern yaşamın her alanına yerleştikçe çevrimiçi reklamcılığın önemi giderek daha belirgin hale geliyor.

Bu şekilde önemini özetlediğimiz Dijital medyanın inovatif fikirlerle değerini artıran Lonca Medya habercilik yanı sıra her sektörün çözüm ortağı olmuş.

Ayrıca Lonca Medya destek verdiği Beylikdüzü Elazığlar Derneğinin Elazığ Gastronomisini tanıtım kapsamındaki çiğ Köfte partisi sunumuna Fuarda Lonca medya standında ev sahipliği yaptı.



Dernek Başkanı İş insanı  Feyzi Özcan ve yönetim kurul üyelerince hazır yuğrulan çiğ köfteler Fuar ziyaretcilerine ikram edildi.

Fuarların önemi Nedir.

Eğlence ve sosyal fonksiyonlarının da katkısıyla yılın belirli zamanlarında geniş çevrelerden alıcı ve satıcıları alışveriş için bir araya getiren geleneksel fuarlar, ticaret tarihinin en renkli örnekleri arasında yer alıyor. 

Günümüz geleneksel fuarların eski ihtişamlı ve prestijli günlerinden oldukça uzakta olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte, gelişen ve gelişen perakende ticari faaliyetlerin henüz yaklaşamadığı ilçe çevrelerde geleneksel fuarlar önemli bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir. 



Ayrıca, geleneksel fuarlar yerel ve geleneksel zenginliklerin tanıtılmasına aracılık ettiği gibi aynı zamanda yerel toplumun kültürel gelişimine de katkıda bulunmaktadır. 



Mekansal ve zamansal bir dağılım düzeni sergileyen geleneksel fuarlar, birbirine bağlı bir şekilde bölgesel, hatta ulusal bir ticaret sistemi oluşturuyor. 

İlçe fuarlarda Gurur duyulacak bir şey, Projelerini sergide görmek başlı başına bir ödül. Kazanmanın ve Kaybetmenin Önemini Öğretir. Bir Buluşma Yeridir. Herkes İçin Neşeyi Artırırlar. Hayatınızı Değiştirir. Yaşam Boyu Temel Becerileri Geliştirirler. Başkalarının ihtiyaçlarını kendinizinkilerin önüne koymayı öğretir.


yilmazparlar@yahoo.com


19.7.23

Softıto Mezunlarını Verdi-Yılmaz Parlar



 Softıto Mezunlarını Verdi

İş Dünyasına ihtiyaç duyulan 7 ana başlıkda yazılımcı yetiştiren İstanbul Ticaret Odasının destek verdiği SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi, 9 bin 200 başvuru içinde en iyi 146 yazılımcıyı yetiştirdi. Genç dinamik beyinler görkemli bir törenle diplomalarını 18 temmuz 2023 Salı günü İTO binasında aldılar. 



İTO Başkanın Yurt dışı resmi temsilci gezisinde olmasından dolayı gösterilen videoda;  İTO Yönetim Kurul Başkanı şekib Avdagiç sık sık ziyaret etdiği son derece önemli destek verdiği günümüz gençlerine geleceğin yetkinliklerini kazandırmak amaçlı İTO’nun Yazılım-Bilişim Akademisi SoftITo hakkında “Yeni çağın alfabesi dijitallik, bu alfabenin A’sı da yazılım ve yazılım sektörüne nitelikli beyin gücü kazandırmayı amaçlayan SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi Türk gençlerini yeni çağın aktörleri yapmak” şeklinde sözleriyle önemine vurgu yaptı



Eğitim durumu yaş maddi imkanlar ve benzeri kısıtlara takılmaksızın ön elemeleri sonunda alınan eğitimle elde edilen yetkinlikler ile gençleri iş gücüne katılımayı kolaylaştıran SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi böylelikle yazılım - bilişim ekosistemine güçlü bir insan kaynağı girdisi sağlama ve  ülkemiz yazılım ihracatı stratejisi hedefleri doğrultusunda hizmet vermek misyonu taşımaktadır.


Diploma Töreni açılış konuşmasında İTO Yönetim Kurul üyesi Bilgi Teknolojileri Meslek Komite Başkanı Murat Hazıroğlu İTO Başkanın hitab edeceğini ancak resmi temsilci sıfatıyla yurt dışında oluşundan dolayı iletilmesi istene mesajı üstlendiğini mezunları teker teker tebrik etmek istediğini aktardı.


Hazıroğlu İTO Başkanına şükranlarını sunarak “Gerçekten de bugün İstanbul Ticaret Odası olarak insanımızın hayatına toplanmamıza vesile olan bir eğitim sürecinin daha meyvelerini topladığımız bir gün. Eskilerin tabiriyle sadece kollara değil, zihinlere de altın bir bilezik takmış, yüzleri gülen başarılı mezunlarımızı görmek bizim için en büyük mutluluk hele ki bu eğitimin

Sizlerin hayatlarının yanı sıra İstanbul'umuzun ve ülkemizin gelişimine de katkı sağlayacağını düşünmek bizim mutluluğumuzu artırıyor.” dedi 



Son otuz yıldır teknolojide yaşanan gelişmelerle, yazılım teknolojisi hayatımızın her alanında var olduğunu ve bu alanın günden güne büyümekte olduğunu hatırlatan Hazıroğlu “Yazılım sektörü günümüzde sağladığı katma değer sayesinde pek çok endüstriyle rekabet eder hale gelmiştir. Öyle ki günümüzde dünyanın en değerli yirmi şirketi içinde yedisinin yazılım alanında olması bu gerçeğin somut bir halidir. En güzel örneğidir. Yine son dönemde hepimiz dünya ekonomisinin yazılımla yeniden şekillendiğine şahit olmaktayız. 


Girişimciler yeni bir fikir ve yazılım ile dikkatlerinin üzerlerine çekiyor. Apple, Amazon, Ali Baba, Zoom, gibi örnekleri, günlük hayatımızdan bilir hale geldik. Bu şunu gösteriyor. Yükte hafif havada ağır, kıymetli ürünleri olan yazılım sektörü, dijital dönüşümün lokomotifi konumundadır. Dijital ürün ve hizmetler pazarı küresel dünyada yaklaşık iki trilyon dolar bütçeye yaklaşmıştır. Ülkemizde uzun yıllardır artarak devam eden Teknokent yatırımları, AR-GE İnovasyon Teşvikleri ve Özel Sektör Startup iş birliği ile büyüyen bir girişimcilik sistemine sahiptir. 


Halihazırda İHA'larımız, SİHA'larımız, kızıl elmamız ve top yazılım ağırlığında ülkemizin yüz akı projeleridir. Ancak, bizim global yazılım ekosisteminden daha fazla pay ay alabilmemiz için ve ekosistemi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu da ancak yazılımı herkesin yapabileceği bir kolaylığa indirgeyerek yani içimizdeki yazılım ruhunu dışarıya çıkartarak uyandırarak yapabiliriz. Bunun yolu da eğitimdir. ITO olarak

Biz de bu konuyu kendimize dert edindik. Ülkemizi ve insanımızı bu alanda nasıl daha yukarı taşıyacağız? Düşüncesinden hareketle yaptığımız çalışmalara projesini ekledik.



Bugün aramızda bulunan sektördeki dostlarımızla bir yol haritası belirledik. Bir yapı oluşturduk yine yaptığımız görüşmelerle incelemeler sonucunda Türk iş dünyasının hangi alanlarda nasıl yazılımcılara ihtiyaç duyduğunu belirledik. Neticede yedi ana başlık belirlendi

bu başlıkları bilişim güvenliği mimarı ve görünüş sistemler olarak tespit ettik”dedi

Front-end, Back-end, Mobile, Game Developer, Veri Analitiği, Bilişim Güvenliği, Embedded Systems olmak üzere 7 ana ihtiyaç alanı tespit edildi. Bu 7 eğitim alanında 32 uzman eğitmenle çalışıldı.

160 saat online, 160 saat yüz yüze eğitim verildi

İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nde (İDTM) sınıflar oluşturuldu. 24’er kişilik üç sınıf, cihaz ve teknik donanım ile donatıldı.

Sürecin yönetilip, kontrol edilmesi için de www.softito.com.tr sayfası oluşturuldu.

Seçmeler tamamen objektif kriterler üzerinden gerçekleştirildi. Adaylar online olarak genel bilişim, yetenek, İngilizce, teknik bilgi ve sözlü teknik mülakata tabi tutuldu. Sonrasında önce 160 saatlik online eğitime alındılar. Proje/makale hazırlama ve çeşitli ödevler için yapılan bitirme sınavı sonrası ise 5 ayrı aşamada elemeyi geçen adaylar için yüz yüze eğitim süreci başlamış oldu. Çoğunlukla uygulamalı 160 saatlik yüz yüze eğitimde de aynı aşamalar takip edildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Hedefimiz belli; yazılım sektörüne güçlü insan kaynağı yetiştirmek, girişimcilik ile istihdam hedefli yazılım ekosistemi oluşturmak” dedi.

Avdagiç, “7 farklı eğitim başlığında neleri öğretmek gerektiğini uzun araştırmalar sonucunda belirledik. Akademideki eğitim müfredatı hem en güncel bilgi olsun hem piyasanın ihtiyacını karşılasın hedefi ile yola çıktık. Müfredatın nasıl olacağına karar verildikten sonra bu eğitimleri en iyi verebilecek olan, akademik yönü yanında piyasa bilgisi de olan eğitmenler belirlendi. Türkiye’nin her bölgesinden yaş, maddi durum, eğitim, cinsiyet ve bunun gibi kısıtlamalar olmaksızın belirli niteliklere sahip tüm gençlere bu site üzerinden başvuru imkanı sunduk” açıklamasında bulundu.



SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi mezunlarının 3’te 1’ini kadınlar oluşturdu. Akademiye 81 ilin 52’sinden başvuru geldi. Ayrıca, Azerbaycan, KKTC, Almanya, İsviçre, Avustralya, Fransa ve Karadağ olmak üzere 7 ülkeden de başvuru yapıldı. Mezun olan 146 kişinin 3’ü lise, 15’i ön lisans, 119’u lisans, 6’sı yüksek lisans ve 3’ü ise doktora mezun veya öğrencisinden oluştu.

Akademi mezunlarının özgeçmişleri, eğitim boyunca hazırladıkları projeleri, ödevleri, sınav sonuçlarını içeren portfolyoları, www.softito.com.tr web sayfasında iş dünyasının bilgisine sunuldu. Mezunların ilgili üyelere, teknoparklara, Teknoloji Geliştirme Merkezlerine (TEKMER) tanıtılmaları için çalışmalar sürüyor. SoftITo henüz çok yeni olmasına rağmen istihdam ve staj imkanlarında başarı sağlandı.

Törende ayrıca İTO Yönetim Kurul Başkan yardımcısı Mehmet Develioğlu’da konuşmasında Dijitalin öneminden yaptıkları bu hizmetden ülke ticari dünyasına olacak olan katkıları sıraldı.

Diplomalar verilmesinden ve toplu aile fotodan sonra tören sona erdi


yilmazparlar@yahoo.com

 


10.6.23

Istanbul Publishing Fellowship Program- B2B-Yılmaz Parlar



  Istanbul Publishing Fellowship Program- B2B


Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle İstanbul Valiliği himayesinde, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından düzenlenen fellowship  Programın(IPF),  8. ncisi Rami Kütüphanesinde gerçekleşti.



Yabancı yayıncılar arasındaki işbirliğini teşvik etmek ve İstanbul'u bir telif hakkı merkezi haline getirmek amacıyla düzenlenen 

İstanbul Fellowship Program, her yıl gitdikçe büyüyen iş hacmi ile Dünya yayıncılarını İstanbul'da buluşturmaya devam ediyor.



İstanbul’un bir telif marketi haline dönüşebilmesi, Türk edebiyatının yurtdışında tanıtılması ve Türk yayıncılık sektörünün eşsiz entelektüel, sanatsal ve kültürel üretiminin diğer dillere çevrilmesi amacıyla Türkiye Basın Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Yayımcılık Profesyonel Buluşmaları (Istanbul Publishing Fellowship Program) etkinliğin B2B görüşmelerinde; Programın odak ülkesi Özbekistan, kitapları haricinde kültürleriylede ön plana çıktı. Yayıncılığı ve edebiyatı merkeze alınarak yapılan etkinlikte yapılan Özbekistan oturumunda katılımcılar Özbekistan edebiyatını iyi tanımış oldular.



Dünya yayımcılarının karşılıklı iş birliğinin artırılması, sektörde yeni ticari ilişkilerin kurulması, yayımcılık alanındaki sektörel gelişmelerin takip edilmesi, telif ajansları, editör, çevirmen, illüstratör, yayınevi, perakendeci, dağıtımcı ve matbaa başta olmak üzere birçok yan sektörün de gelişmesine dolaylı katkı sağlaması amacıyla düzenlenen B2B görüşmeler yoğunlukla geçti.


İş görüşmesine saygı nedeniyle çoğunlukla söyleşi gerçekleştiremedik.

Yabancılardan Lübnan Shereen Kreidieh, ie görüşmemizde kendisini; “Beyrut'taki Amerikan Üniversitesi'nden Temel Eğitim alanında lisans derecesine, Lübnan Amerikan Üniversitesi'nden Erken Çocukluk Eğitimi alanında Öğretmenlik Diplomasına, Surrey Roehampton Üniversitesi'nden Çocuk Edebiyatı alanında yüksek lisans derecesine ve Oxford Brookes Üniversitesi'nden Yayıncılık alanında doktora derecesine sahip.  Doktora tezinin başlığı Lübnan Çocuk Kitaplarının Arap Dünyasında Yayınlanması ve Pazarlanmasıdır.” Şeklinde tanıtdı.  Partneri Kreidieh, 1998 yılında Arapça dilinde yüksek kaliteli çocuk kitapları üreten Asala Publishers'ı kurmuş ve yönetmiş.  O da Lübnan'da kültür bakanlığı Kitap ve Okuma Promosyon komitesinin bir üyesi.  Şu anda Shereen, Lübnan Küçük Çocuklar Kitapları Kurulu'nun (IBBY'nin Lübnan şubesi) başkan.  Shereen, 2018 Hans Christian Anderson Ödül Jürisinin bir üyesidir. Shereen aynı zamanda IBBY/Sharjah Fund'ın bölge danışmanıdır.  Ayrıca Shereen, yayıncılık ve çocuk kitapları konularını tartışan çeşitli turlara ve seminerlere katılıyor. Bu bilgilerle kendileri hakkında bilgiler verdiler.



Caretta Yayıncılık sahibi Zeynep Yığcı ile söyleşide Çocuk Masalları, Çocuk Sağlığı Kitapları, Doğa ve Çevre Farkındalığı, Dünya Klasikleri, Korku-Fantastik Kitaplar, Macera Kitapları, Öykü-Hikaye Kitapları, Spor Kitapları üzerine faliyetlerini sürdürdüğünü aktardı.

Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından düzenlenen fellowship  Programın(IPF),  Gerek yazarlarımızın yurt dışında tanınması, Edebiyatımızın bilinmesi, markalaşmamız ve gerekse seçilen mekan Rami Kütüphanesinin Dünya çapında bilinmesi son derece mükemmel. Ayrıca, Rami Kütüphanesinin Dünya çapında bir araştırma enstitüsüne dönüşmesine hizmet ettiklerinin inancı içindeyiz.


yilmazparlar@yahoo.com


6.11.22

8. İstanbul Güvenlik Konferansı-Yılmaz Parlar



 8. İstanbul Güvenlik Konferansı

 

İstanbul Güvenlik Konferansı sekizinci yılında Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Post-Güvenlik İkilemler, Entegrasyonlar, Modeller ve Asya“ ana teması altında küresel ölçekte katılımla 03-04 Kasım 2022 tarihinde Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter’de gerçekleştirildi. 



Küresel ölçekte güvenlik, Etkili siber güvenlik, Ulusal güvenlik, gün geçtikce önemini artırmaktadır. TASAM Yönetim Kurul üyesi İhsan Toy'un belirtdiği gibi,150 den fazla stratejik araştırma içeren kitaplar yayınlayan ve çok sayıda stratejik temalı zirveler gerçekleştiren TASAM’ın 29 Oturum ve 150'den fazla sunumun yapıldığı “8.İstanbul Güvenlik Konferansı”nda15 ülkenin siyasetçileri, bürokratları, büyükelçileri, askeri uzmanları, akademisyenlerı, profesyonelleri görüş bildirdiler.


Güvenlik coğrafi bir konudur çünkü farklı yerler, o bölgenin güvenliğini etkileyen benzersiz fiziksel ortamlara ve kültürel sistemlere sahiptir. Ulusal güvenlik, coğrafya gibi, zaman ve mekânı ve o mekânın zamanının sınırları içinde var olanı içerir. Bunlar aynı zamanda coğrafi bakış açılarıdır. 

Bağlantılı dünyamızda siber saldırılar ciddi bir tehdit haline geldi. Bugün, dünya çapında her gün altı milyondan fazla siber saldırı gerçekleştiriliyor ve bu eğilim artıyor.  Üretim kesintilerinden, ticari sırların kaybından veya verileri geri yükleme maliyetinden kaynaklanabilecek ekonomik zarar çok büyüktür. 

Bu tür saldırılara karşı koruma çok önemlidir. Siber güvenlik, dijital toplumun bel kemiğini oluşturur. Bu nedenle dijital verilerin korunması giderek daha önemli hale geliyor. 

Siber suçlar her zamankinden daha yaygın hale geldikçe (bu yıl 6 trilyon dolarlık zarara yol açarak onu tüm küresel yasadışı uyuşturucu ticaretinden daha karlı hale getirmesi beklendiği söylenmektedir.) Yöneticilerin siber suçları püskürtecek kadar sağlam bir siber güvenlik stratejisini savunması zorunludur. 

Etkili siber güvenlik, yalnızca uygulama güvenliği, sızma testi ve olay yönetimini değil, aynı zamanda çalışan davranışlarını, üçüncü taraf risklerini ve diğer birçok potansiyel güvenlik açığını da kapsayan sürekli bir çaba gerektirir.


Göç, bir bölgenin güvenliğini ve istikrarını etkileyebilecek faktörlerden biridir. Göç, daha önce bu tür olayların yaşanmadığı bir bölgede terör eylemlerinin çoğalmasına neden olabilir. Göçmenler terörle bağlantılı bölgelerden geliyorsa bu risk daha yüksektir. Bu nedenle menşe bölgesi, göçmenlere nasıl davranılacağına karar verirken ülkelerin dikkate aldığı ana faktörlerden biri olmaya devam etmektedir. Asya'daki savaşın parçaladığı ülkelerden gelen göçmenler, terörizm söz konusu olduğunda yüksek riskli olarak algılanıyor.

Her yıl küresel ölçekte güvenlik profesyonelleri başta olmak üzere akademisyenler, bürokratlar, askerler, araştırmacılar, iş insanları ve gazetecilerin yoğun katılımıyla bir Türkiye ve İstanbul markasına dönüşen İstanbul Güvenlik Konferansında ;TASAM Başkanı Prof. Dr. Süleyman Şensoy, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Oliver Spasovski, Uganda  Savunma Bakanı Tümgeneral (E) Jim Muhwezi Katugugu, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Dr. Mohammad Hassan Sheıkholeslami, Bosna Hersek Emniyet (Polis) Genel Müdürlüğü Baş Müfettişi Midhat Hasanspahic, ASELSAN Strateji  Yönetimi Direktörü Sami Duman, TASAM Başkan Yardımcısı Tuğgeneral (E) Doç. Dr. Fahri Erenel açılış konuşması gerçekleştirdiler. 

TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY açılış konuşmasında  21. yüzyılda temel zorluğun, çağdaş küresel güvenlik problemlerinin kapsamı, ölçeği ve doğası ile uyumlu kuramsal çerçeve yokluğu olduğu tespitini yaptı. 

Başkan ŞENSOY, sermaye kaynaklı oluşan post-güvenlik  yapısı ve bu yapının stratejik hamleleri ile oluşan ve yeniden önem kazanan jeopolitiğin Doğu ile Batı arasında yaşandığını belirti.

Şensoy“Mevcut alt yapıyı ve kapasiteyi güncel varlıklara/yeni konvansiyonele dönüştürmeye dair nasıl bir politika izleneceği ise gelecek ve güvenlik için de belirleyici olacaktır. Post-Güvenlik ikilemleri arasındaki rekabet Asya’yı merkez alıyor.“dedi

Başkan ŞENSOY, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı etkinliklerine; devlet temsilcileri, savunma ve güvenlik aktörleri, akademisyenler, politika yapıcılar, sektör temsilcileri, uzmanlar ve düşünce kuruluşlarından, serinin önceki konferanslarında olduğu gibi güçlü katılım sağlandığını dile getirerek, “Post-Güvenlik Jeopolitik başlığının içini en çok dolduran konular; özellikle Akdeniz-Atlantik ve HintPasifik’teki yeni entegrasyon çalışmalarıdır. Bütün entegrasyonların hem güvenlik hem sosyolojik hem ekonomik hem teknolojik anlamda zaman içinde büyük karşılıkları olacaktır“ şeklinde açıklamda bulundu.

Başkan ŞENSOY tüm bu rekabet parametreleri ışığında, yeni güç ve mülkiyet ekosisteminde konvansiyonel olarak sahip olunan her şeyin, anlamını büyük ölçüde kaybettiği ve değerinin düştüğü bir dönem yaşandığını ifade ederken ayrıca günümüzün rekabet ortamında ulus devletlerin zayıflaması ile orta sınıfın dönüşümü ve demokrasilerin  geleceği konusunun temel tartışma olmaya devam edeceğine de vurgu yaptı.


Konferans boyunca 4 farklı “Forum” gerçekleşti. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu, Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu, Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forum, Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu.

Birkaç salonda eş zamanlı gerçekleşen panellerden takip edebidiğimiz konuşmacılardan BDU Uluslararası İş İnsanları ve Diplomatlar Birliği, 8. İstanbul Güvenlik Konferansı’nın destekçileri arasındaydı. BDU Başkanı Dr. Musa Karademir, “ Dijital Para ve Finans Güvenliği ” konusunda bir sunum yaptı. 

Aynı şekilde BDU Kurucu Yönetim Kurulu Üyeleri; Doç. Dr. Aslıhan Nakiboğlu; “ Kripto Para Kullanımına Yönelik KOBİ Yöneticilerinin Görüşlerinin İncelenmesi: Niğde TSO Üyeleri üzerine Bir Araştırma, ” Doktorant Mehmet Nuri Kaynar; “ Kamu Güvenliği çerçevesinde Değişen Paradigmalar ve Güvenli Eğitim Ortamı, ” Doktorant Ayşe Kaşıkırık; “ Pandemi ve Savaş Gölgesinde Gıdaya Erişim Hakkı, ” Öğretim Görevlisi Güney Ferhat Batı; “ Aliya İzzetbegoviç’in Yugoslavya Politikası ve Avrupa’nın Güvenliği’nde Bosna-Hersek’in Stratejik Önemi “ başlıklarında birer sunum gerçekleştirdiler. 


Fenerbahçe Üniversitesinden Doçent Dr. Tuba Eldem,”Rusya-Ukrayna Savaşı Ve Avrasya’da Üçüncü Bir Güç Olarak Orta Koridorun Yükselişi” Başlıklı sunu özeti

“Orta Asya, Kafkaslar ve Türkiye ekonomilerini potansiyel olarak değiştirecek olan Orta Koridor’un gelişimi, şimdiye kadar Avrupa Birliği'nden gelen talep yönlü itici güçlerin eksikliği nedeniyle sekteye uğramıştır. 24 Şubat 2022’de Rusya'nın Ukrayna'ya işgalinin doğurduğu önemli jeopolitik sonuçlardan biri Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya boyunca uzanan Orta Koridor'un hem ekonomik bir bölge hem de Çin-Avrupa bağlantısı için giderek daha çekici bir alternatif rota haline gelmesi olmuştur. Rusya'nın Ukrayna işgali sonrasında ağır yaptırımlara tabii olan Rusya ve Beyaz Rusya topraklarından geçen Kuzey Koridor üzerindeki Avrupa ve Çin arasındaki kara ve tren yolu kargo taşımacılığı aksamıştır. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin en büyük başarısı olarak kabul edilen Yeni Avrasya Kara Köprüsü (Çin, Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya, Polonya, Almanya) boyunca Çin-AB sevkiyatları, Rus işgalinden bu yana yüzde kırk azalmıştır. Bu kesintilerin Orta Koridor’un kargo hacmini bu yıl 2021’e göre altı kat arttırması beklenmektedir. 

Orta Koridorun yükselen potansiyeli, Orta Asya ve Güney Kafkasya'da Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Rotası boyunca bölgesel entegrasyon çabalarını Rusya ve İran aleyhine geliştirmektedir. Çin'in arz yönlü politikası Orta Koridor’un büyümesine imkan tanırken, Avrupa’daki enerji krizi, en agresif fosil yakıt karşıtı politikalardan bazılarının yeniden gözden geçirilmesine ve yumuşatılmasına yol açarak, Avrupa’nın potansiyel enerji kaynağı, küresel ulaşım ve lojistiğin bir parçası ve uzun vadede üretim ve ticaret ortağı olarak ilgisini Orta Asya ve Kafkaslara yöneltmiştir. Trans-Avrupa enerji, lojistik ve ulaşım ağları için yüksek jeostratejık  çekim potansiyeline rağmen Türkiye henüz kayda değer akış veya yatırımı kendine çekememiştir. Trans-Sibirya demiryolu üzerinde büyük ölçüde aksayan Çin-Avrupa taşımacılığını kendine çekememesinin nedeni, Çin ve Almanya'yı Orta Koridor üzerinden bağlamak için mevcut tercih edilen seçeneğin, İstanbul yerine Poti (Gürcistan) ve Köstence (Romanya) limanları üzerinden Karadeniz deniz taşımacılığı yoluyla olmasıdır.  Almanya'nın Asya-Avrupa demiryolu taşımacılığı için en büyük varış noktası olması nedeniyle, Alman akışını çekme yeteneği Türkiye’nin ulaşım ve lojistik ağ merkezi olabilmesi için kritik önem taşımaktadır. Orta Koridor’un uzun vadeli başarısı ise piyasa güvenini yeniden kazanılmasına, altyapının iyileştirilmesine ve kolaylaştırılmış gümrük prosedürleri gibi daha koordineli çok taraflı işbirliğine dayanmaktadır.” 


Elazığ Fırat Üniversitesinden Doç. Dr. M. Tuncay Gençoğlu sunusunda ilginç siber örgütlerin oluşturulmasını sundu.

“ Artık bir çok ülke Siber komutanlık, siber ordu yada Siber Uzay savunma gücü adıyla ordular kuruyor. Şu an itibariyle 40’tan fazla devlet bir tür askeri siber komutanlık kurdu ve en az bir düzine devletde kurmayı planlıyor. ABD, İngiltere, Çin, Rusya, İsrail, İran, Kuzey Kore, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Kanada, Almanya Siber ordusu olan ülkeler. Geçtiğimiz günlerde bunlara Polonya’da eklendi (Siber Uzay Savunma Gücü adıyla düzenli bir ordu kurulduğu deklere edildi). Bunların hepsinin başında bir orgeneral yada korgeneral var. 

Türkiye’de Siber Savunma Komutanlığı adıyla bir birimimiz var ancak bu birim Genel kurmayın ve TSK’nın bilgi sistemlerini korumak amaçlı görev yapıyor, görev tanımıda zaten bu minvalde.

“Siber Uzay Savunma Gücü” Siber güvenlik komutanlığı bağımsız bir komutanlık olarak kurulmalıdır.

Bir muhabere taburu ofansif siber kuvvet olarak yapılandırılmalı ve bu yapının temel amaçları ise; Operasyon, Savunma, Saldırı, Sızma şeklinde olmalıdır.

“Bilim süvarileri” adıyla profesyonel programcı ve kodlayıcılardan oluşan, kimlikleri gizli, sürekli klavye başında olan, bir çok alanda faaliyet gösteren, sıcak bölgelerde ve siber savaşlarda görev yapabilecek olan  gizli bir Ordu kurulmalıdır. Bu Ordu, gerçek zamanlı siber istihbarat elde etmek için büyük veri analitiğini kullanarak verilerin otomatik olarak işlenmesini sağlayan teknolojiler geliştirmeli ve kullanmalıdır. 

“Siber Güvenlik Bakanlığı” kurulmalıdır. Yada başka bakanlıklarla birleştirilebilir. (İçişleri ve Siber Güvenlik Bakanlığı)

Dış işleri bakanlığı içerisinde bir “Siber Büyükelçilik” kurulmalıdır. Siber krizlerin diplomasi yoluyla çözülmesi amacıyla çalışacak siber vatanın korunmasında diplomasi işletecek bir birim. Devletler siber dış politikalara dair ofisler kurup başlarına bir büyükelçi atıyor. Uluslararası ilişkilerin siber boyutunun önemini kavrayan gelişmiş devletler bu tarz birimler açarak olası siber krizleri diplomasi yoluyla çözmeyi hedefliyor. ABD’ nin ilk siber büyükelçisi Nathaniel Fick oldu. Dışişleri bakanlığı bünyesinde açılan Siber Uzay ve Dijital Politika bürosuna başkanlık edecek Fick, ABD’nin Siber Uzay ve Dijital teknolojiler konusundaki dış politikasını yönetecek.”şeklinde sunusunda olması gereken birimleri dile getirdi.

Siber güvenlik, tüm veri kategorilerini hırsızlık ve hasardan koruduğu için önemlidir. Buna hassas veriler, kişisel olarak tanımlanabilir bilgiler, korunan sağlık bilgileri , kişisel bilgiler, fikri mülkiyet, veriler ve hükümet ve sektör bilgi sistemleri dahildir. 

Hassas verileri ve kişisel bilgileri depolamak için küresel bağlantı ve bulut hizmetlerinin kullanımı nedeniyle hem doğal risk hem de artık risk artıyor.  

İş liderleri artık yalnızca virüsten koruma yazılımı ve güvenlik duvarları gibi kullanıma hazır siber güvenlik çözümlerine güvenemez, siber suçlular giderek daha akıllı hale geliyor ve taktikleri geleneksel siber savunmalara karşı daha dayanıklı hale geliyor. İyi korunmak için siber güvenliğin tüm alanlarını kapsamak önemlidir .

Siber tehditler, kuruluşunuzun herhangi bir seviyesinden gelebilir. İşyerleri, personeli sosyal mühendislik dolandırıcılıkları, kimlik avı , fidye yazılımı saldırıları ve fikri mülkiyeti veya kişisel verileri çalmak için tasarlanmış diğer kötü amaçlı yazılımlar gibi yaygın siber tehditler hakkında eğitmek için siber güvenlik bilinci eğitimi içermelidir.


Siber güvenliğin önemi artıyor.  Siber Suçlar Neden Artıyor? 

Bilgi hırsızlığı, siber suçların en pahalı ve en hızlı büyüyen bölümüdür. Büyük ölçüde, kimlik bilgilerinin bulut hizmetleri aracılığıyla web'e artan şekilde maruz kalmasından kaynaklanmaktadır.

Ama tek hedef bu değil. Elektrik şebekelerini ve diğer altyapıyı yöneten endüstriyel kontroller bozulabilir veya yok edilebilir. Kimlik hırsızlığı tek amaç değildir, siber saldırılar bir kuruluşta veya hükümette güvensizlik yaratmak için veri bütünlüğünü tehlikeye atmayı verileri yok etmeyi veya değiştirmeyi hedefleyebilir.


yilmazparlar@yahoo.com