9.12.19

Kadın İstanbul Gibi Olmalı-İsmet XBilen-Marmara Pastanesi-Yılmaz Parlar

Kadın İstanbul Gibi Olmalı

“Kadın dediğin İstanbul gibi olmalı, fetihi zor sahibi Fatih gibi olmalı.” Cağaloglu Vali Konağı karşısında tarihi Marmara Pastanesine, İstanbul kadını ve İstanbul görüntüsünü duvara resmeden, Türkiye Picasso’su olarak bilinen Sanatcı İsmet XBilen, eserini şair Ülkühan Boz’un şirinden bir dize ile özetliyor.



Birbirinden farklı boyutta ve tarzdaki eserleriyle hem kolleksiyonerlerin yeni fenomeni, tablo almak isteyen sanatseverlerin tercihi olan, İsmet XBilen’in duvar resmi geç Osmanlı döneminde öne çıkan İstanbul kadının zengin, öncü, ancak az bilinen hayat hikayeleri varmışcasına düşünmeye ışık tutuyor.
Sanatı sosyal bir sürecin parçası olarak günlük algılara, tanıdık ve yerleşik duygulara dayanan bu nedenle, her çalışması kendi zamanının tarihini referans alan İsmet XBilen’in Sanat dünyasında da popüler bir figür İstanbul kadını ele farklı alışılmış dışı bir tarzıyla güzellik kavramınını oryantalleştirerek ve soyut görüntüler kullanarak harmanlamış.



Kültürel bakış açısıyla, Türk sanat dünyasında önemli, kritik ve öncü bir konuma sahip derin bir sanat aşkı ve yenilmez boya arzusunun doğası gereği resmin alt yapısını oluşturan bir unsur değil, estetik ve kültürel çalışmalar arasında hassas denge kuran tarihçe ve sanat teorisi, görsel, algısal ve sosyal arasındaki boşluğu dolduran, başlı başına bir sanatsal dil.

Mutlu renkleriyle, koşulsuz İstanbul sevgisinin akışına bırakarak aldığı pozitif enerjisini, sanata dönüştüren İsmet XBilen, Marmara Pastanesi duvarlarına bir öykü yazar gibi pancurlu pencereden bakan kadın figürleriyle davam etmiş. Yerli yabancı Pastane müşterileri portrenin iç yapısı ile eserin kompozisyonu arasındaki ilişkiyi hayranlıklarıyla kuruyor. Portrelerin estetik versiyonlarını teorik olarak kavrıyor.



Yaptığımız söyleşide İsmet XBilen, “Kadın dediğin İstanbul gibi olmalı, fetihi zor sahibi Fatih gibi olmalı. Bu şimdiye kadar hayatımda çizdiğim en güzel resim oldu. Ön tarafda İstanbul’dan güzel İstanbul kızı. Arka planda o kızdan daha güzel İstanbul. İkiside birbirinden güzel. Fakat İstanbul’un güzelliği daha ağır basıyor. 3x4.5 metre ölçülerinde akrilik boyalarla oluşan bir resim.

Güzel olması için santim santim titreyerek, klasik olarak bire bir tüm estetik sanatsal kaidelere uyarak çizdim. Resimle aramda olan aşkı güzelliğe ulaşan bir kanaldan bilinçlenerek ve tarihsel gelişmelerle bu resmi zihnimin hayal perdesinde hissetdim. Çağaloğlu’ndaki tarihi Marmara pastanesine istedim ki; Cağaloğlu ve Sultanahmet dokusuna estetiksel yoğrulmuş güclü emeğimi artan bilinç dinamiğimle fırçamın ucundan böyle muazzam İstanbul resmi hediye edeyim istedim.” şeklinde yaptığı eser hakkında bilgi veriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

8.12.19

PwC ve ULI -Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçları-Yılmaz Parlar

Gayrimenkulde PropTech üstünlüğü

Teknolojinin yeniliği, sektördeki birçok noktaya dokunuyor, Buna ek olarak, PropTech'in üstünlüğünün endüstri üzerinde büyük bir etkisi var. 

PwC ve ULI iş birliği ile hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçlarını değerlendirdi.

ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal, Yeni bir akım olan Proptech gayrimenkullerin ve ilgili servis operasyon ve yönetim hizmetlerinin yeni teknolojileri kullanarak gayrimenkul ve teknolojinin içiçe geçmesi ile yatırımcı ve kullanıcılar için büyük avantajlar sağlayan bir gayrimenkul geliştirme uzmanlık alanı olarak bir kutup yıldız gibi parladığını söyledi.

PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, bu yılın raporu; Sadece barınma ya da sadece iş odaklı gayrimenkul üretimi döneminin kapandığını, ülkemiz için de gayrimenkulün sağlayacağı kişisel ve toplumsal faydanın dikkate alındığı bir gayrimenkul planlamasının gerekli olduğunu belirtdi.  



PwC ve ULI iş birliği ile hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020 raporunun sonuçları, 4 Aralık 2019 Çarşamba günü The Bosphorus Swissotel Hotelde açıklandı.
PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal açılış konuşması gerçekleştirdiler.  

PwC Türkiye Ortağı, Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu, Epos Gayrimenkul Danışmanlık ve Değerleme A.Ş. Yönetici Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi  Neşecan Çekici, Pamir - Soyuer Gayrimenkul Danışmanlık Şirket Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi Firuz Soyuer, Dalfin Finansal ve Kurumsal Çözümler Ortağı Mustafa Aşkın, Doğaner Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı ve ULI Türkiye İcra Kurulu Üyesi Dr. Berra Doğaner, Rel Collection Yiğit Şatıroğlu oturumda raporu açıkladılar ve yorum yaptılar.

Siyasal belirsizlik, ticaret savaşları ve kilit pazarlarda ekonomik büyümenin yavaşlaması Dünya çapında, Gayrimenkul endüstri şimdi sıkıca artan spekülasyonlar arasında riskli bir durumda..



Gayrimenkul yatırımcıları 2019’da ekonomik belirsizlik konusundaki endişeleri aynı zamanda, değerleri gözden geçirmek zorunda kaldılar.

Hızla değişen tüketici taleplerine cevap veren modellere ve sınır ötesi yatırım faaliyetine yönelme isteğinde olan gayrımenkul küresel bir durgunluk içinde olmasına rağmen, hala tercih edilen varlık gösteren sektör.

Tüketiciler çevresel ayak izlerinin giderek daha fazla farkındalar ve hem iş hem de oyun için kaynak verimli yapılar konusunda ısrar ediyorlar. 

Bunun da ötesinde, akıllı bina teknolojisi norm haline geliyor ve tüketiciler bu tür bir binanın vaat ettiği daha yüksek verimlilik ve düşük maliyetler istiyor. 
Değişen trendlerin nabzına dokunan ve tüketici davranışlarına uyum sağlayanlar, daha büyük bir kitleye hitap edecekleri ve daha fazla başarı kazanacakları öngörülüyor
Teknoloji odaklı inovasyon oyun değiştiricidir

Dördüncü Endüstri Devrimi'ni (veya Endüstri 4.0'ı) yönlendiren yeni teknoloji ile inovasyonun etkisiyle Gayrimenkul sektörüde, teknolojik gelişmelerle büyük ölçüde değişmiştir. Başarılı geliştiriciler ve yatırımcılar, içinde bulundukları pazarların ihtiyaç ve isteklerini dinliyor ve teknolojideki değişikliklere uyum sağlıyor, böylelikle avantaj sağlıyorlar.

Toplantının açılış konuşmasında; ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal, şehir içi ve şehir dışı Alışveriş Merkezlerinin gayrimenkul yatırımcıları tarafından artık listenin en sonlarında ve en az geliştirilen ve talep gören ticari gayrimenkul kategorisi olarak değerlendirildiğini söyledi. Baysal, “Avrupa’da gayrimenkul yatırımcılar hala temkinli ama yatırım yaptıkları gayrimenkul kategorilerinde geçmiş yıllardaki rapor araştırma sonuçlarına göre lojistik tesislerine, yaşlı bakım ve emekli evlerine, paylaşımlı ekonomi kapsamındaki karma kullanımlı yaşam projelerine, öğrenci yurtlarına, sağlık tesislerine, data merkezlerine, servisli apartmanlara, paylaşımlı ofislere, esnek hizmetler sunan servisli ofislere, endüstriyel depolara, self-servis depolama alanlarına, otellere, bilim parklarına, sosyal meskenlere ve şehir merkezlerindeki MİA bölgesi ofislerine kaymakta olduğunu gözlemlemekteyiz.”dedi



Proptech gayrimenkullerin ve ilgili servis operasyon ve yönetim hizmetlerinin yeni teknolojileri kullanarak gayrimenkul ve teknolojinin içiçe geçmesi ile yatırımcı ve kullanıcılar için büyük avantajlar sağlayan bir gayrimenkul geliştirme uzmanlık alanı olarak bir kutup yıldız gibi parlafığı söyleyen Baysal “Gayrimenkul geliştirmenin geleceğinin burada olduğuna dair adeta bir projektör gibi ışık tutarken, içerisinde konutların da yer aldığı karma kullanımlı projelerin de artık çok daha belirgin bir şehirleşme mozaiği olarak karşımıza çıkacak bir gayrimenkul geliştirme trendi olduğu da raporda ifade bulan en önemli eğilimlerden biridir.”Diyerek raporada atıf yaptı.

PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu   “900’e yakın katılımcının 2020 yılının Avrupa gayrimenkulü için tüm politik belirsizliklere, maliyet artışlarına ve karışıklıklara rağmen yine de olumlu geçeceğini söylemesi özellikle son yıllarda ortaya çıkan trend olan, artık gayrimenkulün sadece alınıp satılan ya da kiraya verilen bir yatırım aracı olmaktan uzaklaşmasının bir sonucu belki de. Raporda da söylendiği gibi iyi pazar dinamikleri, likidite, geleceğe yönelik özellikle de toplumsal refahı artırıcı adımlar ve kentsel mobilitenin artması ile gayrimenkulün bir hizmet ürünü haline dönüşmesi, gelişen teknolojik altyapı ile geleceğe daha umutla bakılmasına imkân sağlıyor.”dedi
Bayraktaroğlu  “Ülkemizde de kentlerin planlanmasında “insan” ve “toplum” odaklı kent uygulamalarının teknoloji ile birleştirilmesi sayesinde gayrimenkule erişimin kolaylaşmasını beklemek hiç de yanlış olmaz. Sadece barınma ya da sadece iş odaklı gayrimenkul üretimi döneminin kapandığını, ülkemiz için de gayrimenkulün sağlayacağı kişisel ve toplumsal faydanın dikkate alındığı bir gayrimenkul planlamasının gerekli olduğunu düşündürtüyor bu yılın raporu.”şeklinde yorum yaptı.



Rapora göre politika ve ekonomideki dalgalanmalara rağmen Avrupa genelinde sektör liderleri gayrimenkulün cazip ve talep gören bir yatırım alanı olmaya devam edeceği görüşündeler. Pozitif ama temkinli bir yaklaşımın öne çıktığı raporda, araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlası 2020 yılında; şirketlerine en büyük etkiyi artan inşaat maliyetlerinin yapacağını belirtti. Uygun fiyatlı konutların olmaması gayrimenkul yatırımcıları için hem endişe hem de fırsat yaratan alan olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıla göre önemli bir artışla katılımcıların % 61’i önümüzdeki yıl uygun fiyatlı konut konusunun daha da derinleşeceğini dile getiriyor.

Raporda; sektörün Avrupa ve dünya genelindeki politik belirsizliklerin gölgesinde kaldığı görüşü öne çıkıyor. Politik belirsizlik dünya genelinde katılımcıların % 81’i, Avrupa’daki katılımcıların ise % 70’i tarafından en önemli endişe kaynağı olarak gösteriliyor. Katılımcıların yaklaşık % 60’ı ulusal politikalar hakkında da endişeli. Bu oran, geçtiğimiz yıla göre oldukça yüksek ve bu durum yatırımcıların İngiltere ve Almanya pazarlarına yaklaşımını etkiliyor.

Çevresel, sosyal ve yönetişim konularına ilişkin endişeler sektörün gündeminde bir süredir yer tutarken, bu yıl bu konulara yaklaşımda anlamlı bir değişiklik olduğu görülüyor. Katılımcıların üçte ikisinden fazlası, çevresel sorunların işlerine etkisi hakkında endişeli olduklarını dile getiriyor. Kurumsal yatırımcılar çevresel, sosyal ve yönetişimsel yatırım kriterleri ortaya koyarken yatırım yöneticileri bu kriterleri karşılama çabası içindeler. Sektördeki diğer oyuncular da geliştirme projeleri ve yatırımların gelecekte Paris Anlaşması’nın şartlarına uygun olmasını sağlamak için artan yasal düzenlemelerden kaynaklanan emisyon azaltma hedeflerine uyum sağlamaya çalışıyorlar.

Raporda sektörün özellikle iklim riskleri konusunda daha da bilinçlendiği öne çıkıyor.  Araştırma katılımcılarının neredeyse yarısı, hâlihazırdaki gayrimenkul portföylerinde iklim değişikliği riskinin yükseldiğini, % 73’ü ise bu riskin önümüzdeki beş yılda daha da artmasını beklediğini belirtti.

Bu yılın raporundaki kent sıralamaları, katılımcıların likidite ve istikrar sunduğuna inanılan kentlere odaklandıklarını, pazara yön veren fırsatlara önem verdiklerini ve temkinli yaklaşımlarını yansıtıyor. Yatırımcıların 2020 yılı için Paris’i Brexit’ten, 2024 Olimpiyat Oyunlarından ve özellikle de Büyük Paris projesinden bekledikleri zincirleme fayda sebebi ile listenin başına yerleştirdiklerini görüyoruz.

Araştırmada yer alan 4 Alman kenti (Berlin, Frankfurt, Münih ve Hamburg ) de ilk on içinde yer alıyor. Bu sıralama, Almanya’nın ekonomisiyle ilgili endişeleri geçersiz kılarak “oldukça sağlıklı”  değerlendirildiğini gösteriyor. Benzer şekilde, iyi arz/ talep dinamikleri Amsterdam ve Madrid gibi kentleri de ilk ona sokmaya yetiyor.

Brexit’le ilgili süren endişelere rağmen, katılımcıların üçte birinin ‘iyi’ veya ‘çok iyi’ ; üçte birinin ise orta düzeyde olduğunu belirtmesiyle Londra bu yıl listede dördüncü sırada yer alıyor. Buna karşılık, özellikle merkezi iş alanlarındaki gayrimenkuller iyi performans göstermesine rağmen diğer İngiliz kentleri Manchester, Birmingham ve Edinburgh, hala Brexit’ten kaynaklanan belirsizliğin etkisi altında kaldığından listenin alt kısımlarında yer alıyorlar.31 Avrupa kentinin yer aldığı listede Türkiye’den temsil edilen tek kent olan İstanbul, bu yıl geçen yılki gibi sonuncu sırada değil ancak sadece Moskova’nın üzerinde 30. Sırada yer alıyor.Gayrimenkulde Gelişen Trendler Listesi’nin ilk 10 kenti; Paris, Berlin, Frankfurt, Londra, Madrid, Amsterdam, Münih, Hamburg, Barselona, Lizbon

Kentsel mobilite; Raporda aynı zamanda akıllı mobilite çözümlerinin daha fazla kullanımının, Avrupa kentlerinin başarı ve büyüme potansiyeli için ne kadar vazgeçilmez görüldüğü incelendi. Araştırma katılımcılarının yaklaşık %80’i gelişen mobilite ve altyapı çözümlerinin yatırım kararı alma süreçlerinde etkili olduğunu söylüyor.

Ulaşım bağlantısı, kent seçimini etkileyen en önemli faktör olarak görülüyor. Bisiklet/motosiklet ve araç paylaşımından otomatik araçlara kadar yeni çözümler, gayrimenkul yatırımcıları ve geliştiricilerin en değerli bina ve bölge tercihlerini değiştirebiliyor.


yilmazparlar@yahoo.com



3.12.19

Stage in İstanbul sahne performansları festivali-Yılmaz Parlar

Sanatın Taşındığı Yer

Gösteri sanatların tüm öğeleri turizmin ruhu olan müzeye taşındı. Gösteri sanatlarına ev sahipliği yapan Deniz Müzesinde sanat, kültür alanında en ilgi çekici ve hızla gelişen alanların gösterilerini izleme fırsatı veren, “Stage in İstanbul” yine sanatsal bir misyona imza atdı.




Birbirine bağlı dünyada, sahne sanatlarının önemi çok büyükdür. Sahne sanatları dünyamızı birçok yönden etkiler; Sahne sanatları bize kendimizi nasıl ifade edeceğimizi öğretir. Bizi insan yapan temel bileşenlerinden biri kültürümüzü, duygularımızı ve inançlarımızı ifade etme isteğidir. Bu ifade arzusu bize kendimiz hakkında çok şey öğretir. Sahne sanatlarını, toplumun nasıl çalıştığını anlamak ve kendimizi içinde yaşadığımız dünya hakkında eğitmek için kullanabiliriz.



Sahne sanatları turizmi cezbeder. Tatilciler, olabildiğince ilginç ve önemli olan bir gösteri görmek istierler.

Ekonomi, sahne sanatlarından önemli ölçüde faydalanır. Sektöre olan toplu katkılar, ekonomiler için ciddi para yaratır.
Funda Önal direktörlüğünde 2.cisi düzenlenen “Stage in İstanbul” sahne performansları festivali dans, muzik konser, opera, tiyatro ve müzikal tiyatro, illüzyon, tiyatro okuma tiyatrosu görsel sanatların tüm dallarını bir festival çatısında topladı.



Sanat eserine katılmanın güzel bir çiçeğe ya da muhteşem bir gün batımına bakmaktan farklı olmadığını söyliyebiliriz. Bu festivalde;

En büyük hikayelerde perde asla kapanmaz, diyen Opera
Trajediden komediye, her zaman var olan, Tiyatro 
Harika ritim ve hareket ifadelerin ve anlatılan hikayeleri olan Dans, gibi türleri temsil eden Stage in İstanbul’un bu yılki katılımcıları arasında İstanbul Devlet Tiyatrosu, İstanbul devlet Opera Balesi, BKM Mutfak, Kedi Sahne Sanatları, Ataşehir Belediyesi, Tatavla Sahne, Öykü Sanat Merkesi, Krops, KATS Sahne, Fuat Hayat Bale gibi pek çok katılımcı dört gün süresince ziyaretçileri standlarında ağırladı.



Ziyaretciler, Ustaların sohbetlerini dinleyip bilgilenirken, Durga Bollywood Dans Kumpanyası, Parlak Şapkalı Dans Grubu, Danseatmasyon gibi grupların gösterileri de ziyaretçilere eğlenceli, unutulmaz anlar yaşatdı.

İstanbul devlet tiyatroları çatısı altında İstanbul devlet tiyatrosu sanatcısı ve inkılap yayınevinden yeni cikan kitabıyla Zafer Algöz ile İtalyan ve Türk sinema oyuncusu Aylin Yıldız söyleşi gerçekleştirdi. Sanatın tüm yönlerinin bilgilerini içeren kültürel bir sohbet oldu. Derin bilgileriyle dinleyicilere ışık tutdular. Stage in İstanbul festivalinin sanatın her alanını kapsayan her yaştan herkesi içine alan festivalin iyi güzel geçtiği, Bunun çok iyi bir festival olduğu dünya standartlarında bir festival olduğunu belirtti. Sanatın ve yazarlığın oyunculuğun iyi gittiğini mutlu olduğunu söyledi. Gençlere bol bol festivallere katılmalarını, İstanbul devlet tiyatrosunda oyun izlemelerini de tavsiye etti.



Gerçekdende; Performans sanatları, genç bireylerde sahne sanatlarında yer almanın temel avantajlarından biri iletişim becerilerinin geliştirilmesidir. Daha yüksek akademik başarılar sağlar.

Çocuklar için, çocuğa güven ve kendine güven kazanır. Çocuklar sosyal becerilerini geliştireceklerdir. Bir bütün olarak sahne sanatları, çocuklara empati, şefkat ve duygularını ve başkalarının duygularını nasıl ifade edip anlamalarını öğretir





Sanat programları, çocuklara kendilerini, duygularını ifade etmeleri ve benzersiz yeteneklerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri için gerçekten eğlenceli bir yoldur.

Sosyal-duygusal gelişim, Hataları en aza indirmeyi ve geri dönmeyi, sorunları çözmeyi ve doğaçlama yapmayı öğreneceklerdir. Onlara günlük yaşamla birlikte gelen yeni durumlarda yönetme ve gerçekleştirme güvenini verir.
Performans sanatı, nispeten genç bir sanattır. 50'li yılların sonundaki başlangıcından bu yana, 70 yıldan fazla bir zaman geçmedi, ancak kendisini zaten itibar, zihinsel ya da fiziksel sağlık ve genel olarak yaşam riski ile ilişkili skandallı bir sanat formu olarak belirledi. Bağımsız bir sanat formu olarak kabul edildi.
Sahne Sanatları Türkiye ekonomisinde büyümekte olan eğlence sektöründe yer alacak insanlara yaratıcı ve disiplinlerarası beslenebilecek yaratıcıkda odaklanan bir bütünlük kazandırır.
yilmazparlar@yahoo.com

2.12.19

EGD-Temiz enerji-temiz kentler-11.ısınma Kurultayı-Yılmaz parlar

Sıfır Karbona Doğru

Şaşırtıcı bir şekilde, pek çok insan var ki, açıkça karbon ayak izinin yeni bir şey olduğunu düşünüyor. Açıkça görüldüğü üzere, onlarca yıldan beri var olduğunun farkında değiller…

Dünyanın önde gelen çevre ve kalkınma kuruluşlarından bazılarının bu zorlayıcı bilgilendirici raporu, küresel ısınmanın insanların yaşamını, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayanları nasıl etkilediğine ve Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasını nasıl tehdit edebileceğine ilişkin kaygılarını ifade ediyor. 



Artık insan yapımı iklim değişikliğinin gerçek olduğunu ve gezegene ve sakinlerine büyük bir tehdit oluşturduğu, güncel verilerin, 2ºC üzerinde bir ortalama sıcaklık artışının altında kalma şansı olması için 2050 yılına kadar en az % 80 oranında gelişmiş ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltılması gerektiği ortadadır.    


İklim değişikliğinin azaltılması ve hedeflerin ele alınmasının anahtarı farkındalığı artırmak için Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) medya olarak üzerine düşen görevle 11. Isınma Kurultayını yaptı.  


Küresel ısınmaya ilişkin ulusal ve uluslararası araştırma verilerinden yola çıkarak, genel çevre hedefleri için sağlam farkındalık ve destek, küresel ısınma konusunda farkındalık, “Temiz Şehirler” koalisyonların olmasına anahtarlık ediyor. 

Küresel ısınmanın dünya genelinde endişe yaratmasına rağmen, duyarlılık için soluksuz topluma sorumluluk projesi adına çalışmalarını sürdürüyor. Tüm öğeleri bir çatı altında topluyor.
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) 29 Kasım 2019 Cuma günü İzmir Alsancak’ta bulunan Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde “Temiz Enerji Temiz Kentler” konulu  11’inci Küresel Isınma Kurultayı’nı gerçekleştirdi.


Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı ve TGRT Haber Ekonomi Haberleri Müdürü Celal Toprak özetle "Burada temel hedefimiz; farklı kesimleri bir araya getirip bu konu hakkındaki görüşlerini birbirlerine aktarmalarını sağlamak. Bunun içinde medya, iş dünyası ve yerel yönetimler var. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle baktığımızda iklim değişikliği konusunda bir bilinç oluşmaya başladı " sözlerinden sonra  Kurultay’ın açılışı için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’ı kürsüye davet etdi.


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "İklim değişikliği ve doğal afetlerden en çok etkilenecek şehirlerden birisi İzmir. Ancak İzmir, seragazı emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak" dedi. 


Başkan Soyer, temiz bir gelecek ve temiz bir İzmir için, güneş enerjisinden elektrik üretimini artırmanın kendileri için bir öncelik olduğunu ve  "2020 yılına kadar seragazı emisyonunu yüzde 20 oranında azaltma taahhüdümüzü, İklim ve Enerji İçin Başkanlar Sözleşmesi ile 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak şekilde yeniledik. ESHOT'un Buca'daki atölye binalarında, bu otobüslerin elektrik ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi santrali kurduk. 'İzmir'i demir ağlarla örüyoruz' dememizin en temel nedeni de bu. Sağlıklı, güvenilir ve daha temiz bir ulaşım sistemini İzmir'de hakim kılıyoruz" açıklamalarında bulundu.

Küresel Isınma Kurultay Komitesi adına Ali Haydar Bozkurt ve EBSO Başkanı Ender Yorgancılar görüş bildirdiler.

Temiz Enerji Temiz Kentler başlığı ile yapılan Küresel Isınma Kurultayı’nın ilk oturumunda Mehmet Aktaş’ın (Yaşar Holding Yönetim Kurulu üyesi - İcra Başkanı) moderatörlüğünde gazeteciler konuşmalarını yaptı.



Programın ikinci oturumunda, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve EGD İzmir Temsilcisi Dilek Gappi'nin moderatörlüğünde ekonomi dünyası görüşlerini açıkladı.

Toplantının son oturumu Moderatörü Celal Toprak soru cevap şeklinde hiperaktif bir panel yönetdi. Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, EGD Yüksek İstişare Kurulu üyesi Servet Yıldırım ve Prof. Dr. Şevkinaz Gümüşoğlu katılımıyla yerel yönetimin bakışı değerlendirildi. 

Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz “Biyoev Projesiyle” Türkiye’ye örnek olmaya hazırlanıyoruz” dedi


Başkan Oğuz “Urla, tarihi ve doğası ile Türkiye’nin gözde ilçelerinden biri. Konumu, yenilenebilir enerji için çok elverişli. İlçemiz, hem Güneş hem de Rüzgâr enerjisiyle, temiz enerji üretiminde yüksek bir potansiyele sahip. Bölgemizde yenilenebilir enerji üretimi yapılıyor. Yenilenebilir enerji üretimlerini hayata geçirirken doğanın, ekosistemin ve habitatın zarar görmemesi adına çalışmaları titizlikle takip ediyoruz”şeklinde özetledi.


Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay İlçelerinde yaptığı projeleri anlatdı. Yeşil temiz bir Karşıyaka yaratma yolunda çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.


Başkanlığını Murat Kalsın’ın yaptığı merkezi İstanbul’da bulunan Enerji verimliği Yönetim Kurul üyesi Berna Meriç ile yaptığımız söyleşide çalışmaları hakkında sorumuza amaclarının enerjinin etkin ve verimli kullanılabilmesi için farkındalık oluşturmak, ayrıca bilimsel ve teknik araştırmalar yaptırmak ve sonuçlarını kamu kuruluşları ve vatandaşlar ile paylaşarak verimliliği arttırmak, dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma yolunda ilerleyen ülkemizde, enerji verimliliği bilincini bütün topluma kazandırmış lider bir sivil toplum kuruluşu olmak olduğunu söyledi.


klim değişikliği içinde  “Bilindiği üzere iklim değişikliğini tetikleyen en büyük etken, enerjinin üretim ve tüketim aşamalarında atmosfere salınan sera gazlarıdır. Oysa enerji verimliliği, “en çevreci ve ucuz kaynak enerji kaynağıdır.. Dernek olarak tüm çalışmalarımızı, ülkemiz ve dünyamızın geleceğini korumak, daha temiz, çevreci ve yerli enerjiyi kullanmayı sağlamak vizyonuyla sürdürüyoruz.”şeklinde paylaştı

Kurultay ödül töreniyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com



10.Bogaziçi zirvesi-Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru-Yılmaz Parlar


Yeni Dünya Düzeni


Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı, Uluslararası İletişim Platformu (UİP-ICP) tarafından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde düzenlenen, Boğaziçi Zirvesi, 27-29 Kasım tarihleri ​​arasında "Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru" temasıyla gerçekleşen Zirve 26 kasım 2019 Salı akşamı, Başkanlığını İsmail Gülle’nin yaptığı TİM evsahipliğinde Çırağan Palace Kempinski Hotelde Gala yemeğiyle başladı.


Gala yemeğine eski Almanya Devlet Başkanı Christian Wulff, eski İspanya Başbakanı Rodriguez Zapatero, (KKTC) Başbakan Ersin Tatar, Mobius Capital Partners'ın kurucusu Mark Mobius ile Bluebay Varlık Yönetimi Stratejisti Tim Ash başda olaml üzere Ülke diplomatları, Üst düzey Türk ve yabancı yetkililer, üst düzey iş adamları, akademisyenler ve uzmanlar, seçkin elit davetli grup katıldı.

90 ülkeden yaklaşık 3.000 kişinin katıldığı, zirve açılış konuşmalarında önemli mesajlar yer aldı. Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Mobius Capital Partners'ın kurucusu Mark Mobius'un de bulunduğu çoğunluğu yabancı devlet adamları, akademisyenler, bürokratlar ve iş insanlarından oluşan 130'dan fazla konuşmacı yer aldığı 32 panelde görüşler paylaşıldı. 


ICP'nin kurucusu Cengiz Özgençil, etkinliğin yenilikçi fikirler üretmeyi hedeflediğini, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Güllü, Türkiye'nin Asya, Körfez Bölgesi, Afrika ve Avrupa'yı kara ve deniz ağı ile birleştirmeyi hedefleyen Çin'in One Belt One Road projesinde önemli bir durak haline geldiğini söyledi rotaları. İlk yük treninin Kasım ayının başında Türkiye üzerinden kesintisiz bir şekilde Türkiye'den Çekya'ya gittiğinin bir kilometre taşı olduğunu söyledi.




Eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero İstanbul'daki 10. Boğaziçi Zirvesi'ne yaptığı açıklamada, Türk halkının bazı hayal kırıklıkları yaşadığını, ancak AB'ye daha yakın olmaları gerektiğini söyledi.


Jose Luis Rodriguez Zapatero "Türkiye önemli bir güç ve batı ile doğuyu bir araya getirme kapasitesi yüksek" dedi.


Yetkili, tüm ülkelerin barışa çözüm bulmak için çaba sarf etmeleri gerektiğini ve küresel güçlerin mevcut durumlarının endişe verici olduğunu belirtti.

 Rodriguez Zapatero "Tüm ülkeler gibi nükleer silahlanmaya karşı direnmeliyiz, şansımızı alamayız" dedi.



Doğu ve batının dengeli olması gerektiğini söyleyerek, G20 ve Boğaz gibi zirvelerin bu süreçte olumlu bir adım ve Teknoloji, iletişim ve ulaşım araçlarındaki gelişmeler kalkınma için önemli kaldıraçlar olduğunu belirtti.


 (KKTC) Başbakan Ersin Tatar, "Türkiye, Doğu Akdeniz’de hak sahibi, tüm devletin evrensel yasaya göre hakları var. Bu gerçekleri yeni dünya düzeninde barış ve istikrar için kabul etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde dengesizlik olabilir" dedi.




Kıbrıs'ın kaynaklarının Güney ile Kuzey arasında eşit olarak bölünmesi gerektiğini belirten Tatar, bu faaliyetleri birlikte düzenlemek için bir Kıbrıs Türk komitesinin örgütlenmesi gerektiğini söyledi. Tatar, Türkiye dünya için bizim için önemli bir ülke. Bütün dünya mülteci meselesinde gördü. Türkiye 40 milyar dolar harcadı. Barış, istikrar ve sürdürülebilirlik istenirse ülkeler Daha anlayışlı ve özenli olması gerekiyor: Büyük liderler, ülkeler, daha güçlü insanlar adil bir dünya yaratılmasında etkili olacağının daha fazla anlaşılması gerekir Ar Tatar, envanter çalışmalarının Maraş'ta devam ettiği bilgisini paylaştı.


TİM Başkanı İsmail Gülle, Boğaziçi Zirvesi kapsamında bugüne kadar 2,2 milyar dolarlık anlaşma imzalandığı bilgisini verdi."Zirve, coğrafyamızın geleceği adına büyük değer oluşturuyor. Devlet başkanlarından bakanlara kadar, Avrasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin neredeyse tamamını temsil eden üst düzey konuşmacılarımız, zirvemize vizyon katarken, bölgemizin geleceğine yön veriyor" dedi.




TİM Başkanı Gülle, "2020 yılına doğru, küresel hacmi 1 trilyon dolara dayanan e-ticaret sektöründe, İstanbul Yeni Havalimanı sunduğu lojistik imkanlarla büyük bir konuma sahip olacak. Bakü-Tiflis-Kars Hattı ile birlikte, İpek Yolu tekrar hayata dönmüştü. Geçtiğimiz günlerde, Çin'den yola çıkan ilk yük treni Chang'an'ın, iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray'dan geçerek Avrupa'ya doğru yoluna devam etmesi, demiryolu yük taşımacılığında da tarihi bir dönüm noktası oldu" açıklamalarında bulundu.


Gülle, Akdeniz'de, Ortadoğu'da ve Kafkasya bölgelerinde, enerji alanında yapılan atılımların,Türkiye'nin enerji koridoru olması anlamında da bir çok fırsatı da beraberinde getirdiğine dikkat çekti."Enerji ve lojistik ile sağlanan imkanlar, diğer sektörlere de yatırım olarak dönüşüyor.Savunma ve teknolojide gerçekleştirdiğimiz,milli teknoloji hamlemizde bunu görüyoruz. Eğitim, sağlık, eğlence ve turizm başta olmak üzere, hizmet ihracatı gücümüzün artmasıyla 50 milyar dolara yaklaşmasında da bu olumlu gelişmeyi görüyoruz. 2018 yılı itibariyle, dünyanın en fazla turist çeken 6'ıncı ülkesi konumundayız. Yıllık ortalama 550 bin yabancı hasta, ülkemizi sağlık imkanlarından faydalanmak adına ziyaret ederken, 182 ülkeden 40 bin üzerinde yabancı öğrencimiz ise, üniversitelerimizde eğitim görüyor" ifadelerinde bulundu. Zirve panellerle devam etdi.


yilmazparlar@yahoo.com

27.11.19

Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği-Saglik istihdam-Yılmaz Parlar

Almanya’ya Sağlık İhracatı 

Dünyanın ikinci yaşlı ülkesi olan Almanya'nın sağlık sektöründe halihazırda bakıcı personel açığı olduğundan 2030 yılına kadar, özellikle nüfusu genç ülkelerle iş birliği yapmak kaçınılmadığı her platformada dile geliyor. Almanya’da bulunan Türk insan kaynakları şirketleride bu değerli fırsatı Türk sağlık personelinin elde etmesi için harekete geçerek ülkeye duyurdular başvurusunu yapanlarla B2B görüşmeler düzenlediler.




Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği tarafından Daha önce Alman Veteriner Okulu olan Seven Hills Palace Hotelde düzenlenen seminer ve başvuru değerlendirme toplantısında; Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği adına Yönetim Kurul başkanı Adil Gökdemir ve Musa Salih Özbay bilgilendirme açılış konuşnası gerçekleştirdiler.


Adil Gökdemir, Almanya Yolu Dayanışma ve Destek derneğin öncesinde Berliner tercüme ve danışmanlık olarak hizmet verdiklerini söyledi. Almanya’nın genel yapısını değerlendirdi. Gökdemir ''Almanya zaten uzun zamandır yurtdışından çalışma amaçlı göç alan bir ülke niteliliğindedir. Fakat Almanlar her zaman olduğu gibi bazı kural ve disiplin çerçevesinde bu tür süreçleri belirler. Bu bahsi geçen yasayla da aslında değişen başlıca noktalar şunlardır. İstihdamda Alman ve Avrupa Birliği vatandaşlarına tanınan öncelik kaldırıldı, 6 aylık iş arama vizesinin önü açıldı, bilgi teknolojisi alanında mesleki tecrübesi olan, yıllık en az 50.000 Euro brüt maaş alma taahhüdü olanların öğrenimlerine dair resmi belge ve diploma ibraz etme şartı kaldırıldı. Positivliste” adıyla belirlenen öncelikli meslek grupları listesi dışındaki meslek gruplarına da istihdam olanağı sağlandı. Bu değişikliğe gidilmenin çok farklı dinamikleri vardır. Almanya’da güncel olarak özellikle sağlık sektöründe çok büyük eleman sıkıntısı yaşanıyor ve bu sektör için sadece tahminen 150.000 kişilik personel açığından bahsediliyor.”Şeklinde bilgiler paylaştı.





Düzenlenen panele; Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği adına Yönetim Kurul başkanı Adil Gökdemir ve Musa Salih Özbay, Kahramanmaraş Sütcü İmam Üniversitesi öğretim görevlileri Nermin Demirci-Nuran Gül Borazan, Almanya İnsan kaynakları şeketleri sahipleri Yusuf Demir, Durmuş Tüney ve Murat Urhan konuşmacı olarak katıldılar.





Almanya nitelikli elemana kapıları açıyor

Bakıcı personel açığının genç nüfuslu ülkelerden gelecek iş gücüyle karşılanacağı, bölgedeki hastane ve yaşlı bakım evlerinde çalışabilecek  bay-bayan hasta ve yaşlı bakımı işlerinde çalışacak sağlık personeli alımı yapmak üzere başvurusu kabul edilen adayların Almanya’da çalışma ve oturma izinleri şirket tarafından alınacağı açıklandı.

Aranan Koşulların lgili kurum ve kuruluşlardan mezun olmak. 45 yaşını geçmemiş olmak. B2 düzeyinde Almanca ve/ya İngilizce dil sertifikasına sahip olmak şeklinde ilk olmazsa olmaz maddelerini vurguladılar. Dil yeterliliği konusunda işverenin beklentisi belirleyici olduğuna dikkat çekdiler.




Öncelikle son zamanlarda bu alanda insanlar çok dolandırıldığı için Almanya Yoluna girmeden herkesin biraz daha temkinli olması gerektiğini, kimsenin sahte umutlara kapılmasını istemediklerini, bu nedenle  önce ilgili meslek gruplarına göre iş ilanlarını yayınladıklarını, seminerler ve bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini, CV’leri topladıklarını, Almanya’dan şirket yetkililerini Türkiye’ye seçmelere çağırdıklarını dile getirdiler.


Almanya Sağlık istihdamı konusunda seminerin düzenlendiği Seven Hills Palace Hoteli öncesinde Alman Veteriner Okulu olduğu dolaysıyla sağlık hizmet verdiği dikkatimizi çekdi. Hotel direktörü Sevinç Meriç ile söyleşi gerçekleştirerek hoteli gezdik.




Körler Ülkesi ve Prenses Adaları’nın karşısında Tarihi Yarımada’nın kalbinde, geçmiş yüzyıllarda Veteriner Okulu olarak kullanılan Konak binası 100 yıl önce yanıp kül olmuş.. Hotelin her köşesi birer anlam ifade eden sanatsal dekoruyla birer öyküsüyle özel hotel olmayı hak etmiş 


Sevinç Meriç verdiği bilgilere göre “1900’lü yıllar Alman haritalarına istinaden geçmişte Veterinerlik okulu olarak kullanılan yapı 100 yıl öncesi yanıp kül olmuştur.  2018 yılında küllerinden tarihi yeniden meydana çıkaran Seven Hills Palace Hotel geçmişte sadece padişah ve ailelerinin seyir şansı bulabildikleri Sarayburnu’nun eşsiz ihtişamlı manzarası eşliğindeki mini tatil köyü edasıyla hizmete açılmış.”Direktör Meriç, “Otelin; misafirleri kendilerini padişah ve saray sultanları kadar özel, huzurlu ve güvenli hissedecekleri, otelin her bir köşesinde saray ihtişamını soluyabilecekleri, bunun yanında çağın tüm teknolojik imkânlarından faydalanabilecekleri bir hizmet sunmaktan onur duymaktadır.”şeklinde otelini dile getriyor.


yilmazparlar@yahoo.com


19.11.19

Demokratik Sol Parti (DSP) İstanbul il kongresi-Yılmaz Parlar

 Atatürk’ün Askerleri

Çiğdem Mercan’ın yeniden İstanbul il Başkanlığına seçildiği, Demokratik Sol Parti (DSP) İstanbul il kongresinde Parti Başkanı Önder Aksakal, Atatürk’ün askerleri, Ecevit’in evlatları, değerli demokratik solcular sözleriyle hitap etdi.



Gayrettepe Point Barbaros Hotelde gerçekleşen İstanbul  il kongresine eski DSP Genel Başkanlarından Masum Türker, başkanlığı sırasında  “Vatandaş Bakışıyla İstanbul İlçelerinin Belediye Yönetişim Karnesi''nde en yüksek puan alan  Avcılar Belediyesi Geçen dönem Başkanı Handan Toprak, eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, DSP il-ilçe başkanları, teşkilat mensupları, STK temsilcileri katıldı

Siyaseti Ecevit'ten öğrendiğini söyleyen, DSP Parti Başkanı Önder Aksakal partinin kurucusu ve onursal başkanı Bülent Ecevit'e duydukları saygı ve derin özlemi dile getirdi.
Bir Gazetecinin yazdıklarına cevap verirken sözlerinde Parti ilkelerini sıraladı. Halkın refahını tesis etmek için siyasi öğretilerle siyaset hayatını devam ettireceklerini ve Atatürkçü olan DSP'lilerin bu siyasi düstur neticesinde seçimlerde büyük başarılar elde ettiğini ve edeceğini vurguladı.



Başkan Önder Aksakal, Halkın artık gerçeği gördüğünü, tercih ve kararlarını değiştirmeye başladığnı, İnsanların bu ortamdan kurtulabilmek için tutunacak bir dal, sığınacak güvenli bir liman aradığını, o sağlam limanın DSP'nin ak güvercinli bayrağının altında olduğunun altını çizdi.

Aksakal, toplumun tüm kesimlerinin Meclis'te temsil edildiği bir sisteme ihtiyaç olduğunu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılması gerektiğini, Hazine yardımının adil bir şekilde partilere eşit olarak yeniden düzenlenmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Aksakal, “İstanbul, diğer illerden farklı olarak tek başına bir ülke boyutunda devasa bir metropoldür. Burada siyasi altyapının devam etmesi ve sürdürülebilmesi, diğer 80 vilayette harcanan emeğe eş değer sayılırsa abartmış olmayız. Dolayısıyla İl Başkanımız Çiğdem Mercan nezdinde, İstanbul örgütümüzün tüm yöneticilerine şükranlarımı sunuyorum."dedi.


İlçe başkanlarının konuşmasının ardından, Atatürk'ün ışığıyla, Ecevit'in yolunda yürüdük diyen DSP İsanbul İl Kadın Kolları Başkanı Kezban Uzuntepe yaptığı konuşmasının bir bölümünde; “Yüreklerimiz bir güvercin kadar yumuşak olsa da ilkelerimiz uğruna yumruklarımızın balyoz kadar sert olabileceğini, her türlü ihanet karşısında el ele, kol kola, kardeşçe durabileceğimizi, herkese gösterenleriz. Demokratik Solcu demek; Vatan, Bayrak, Onur, Gurur, Dik duruş demektir. Demokratik Solcu, bedel ödeyen demektir.”  ve son cümlelerinde “Dost, kardeş ve yoldaşız. İdealimiz bir, hedefimiz belli. Çanakkale gibiyiz, geçilmeyiz.”dedi.


İstanbul il Başkanı Çiğdem Mercan her zaman dile getirdiği yürekli gönüllülerden oluşan, her zaman birlik ve beraberlik içinde yürüyen, inanç ve sevgiyle bir birine kenetlenmiş bir öz veri hareketi olduklarını ve küllerinden doğan DSP’nin adım adım büyük bir kararlılıkla tekrar iktidar olacağına inandıkları güçlendiklerini söyledi..
Adayların ismi okundu ve oylamaya geçildi.Oylamanın sonucunda İstanbul İl Başkanlığına, Çiğdem Mercan yeniden il başkanlığını olarak seçildi. Kendisine ve ekibine olan güvenden dolayı delegelere teşekür etdi.



Seçim sonrası Avcılar Belediyesi Geçen dönem Başkanı Handan Toprak ile söyleşi gerçekleştirdik. Argüden Yönetişim Akademisi’nin, Sabancı Üniversitesi, Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu ve ARGE Danışmanlık’la birlikte hazırladığı “Vatandaş Bakışıyla İstanbul İlçelerinin Belediye Yönetişim Karnesi”nde en yüksek puanı Belediye Başkanı döneminde Avcılar Belediyesinin aldığını hatırlatarak. Neden Eski partisinde aday olamadığını sorduk.

Acı bir gülümsemeyle, Belediyelerin resmî beyanları; Stratejik Plan, Performans, Bütçe, Faaliyet Raporu Web Sitesinden resmî duyularından değerlendirmelerle, Objektif olarak toplanan ve analiz edilen verilere göre, 650 puan olarak 37 İstanul Belediyeleri içinde  iyi yönetişim en yüksek karne notunu almalarına rağmen, neden tekrar aday olamadığına anlam veremediğini belirtdi.

37 ilçenin baz alındığı çalışmada belediyeler; süreç yönetişimi, yönetişim ilkeleri ve öğrenme döngüsü gibi 3 ana başlıkta ele alındığını, ancak en düşük notu alan Belediye Başkanını tekrar aday gösterilmesine rağmen kendisinin gösterilmeyişini hala anlıyamadığını ifade etdi.

Yaptığı Deprem Stratejik çalışmaları içerisinde devam eden çalışmalarınında yarım kaldığını çok hizmet verdiği Avcılar Halkının depremden göreceği mağduriyeti dile getirdi. Sevdiği Halka bu hayati öneme haiz bireysel sorumluğunu yerine getirmek adına aday olmak istediğini söyledi.

Söylememesine rağmen, DSP den gelen daveti kabul etdiğini algıladık. Parti içinde hedeflerini sorduğumuzda, Diğer partiler ile uzlaşıcı politika izleyerek kurulacak ittifakla partiyi iktidara taşımak için tüm gayretiyle çalışmak olduğunu cevapladı.

yilmazparlar@yahoo.com