15.11.19

Summart Sanat Merkezi -İstanbul Gedik Üniversitesi Gedik Sanat - An – Anı-Sergi-Yılmaz Parlar

Summart Anlatımın Bileşimi  

Geniş kültürel programlar sunan, Direktörlüğünü Zeynep Bora’nın yaptığı Summart Sanat Merkezi ve İstanbul Gedik Üniversitesi Gedik Sanat ortaklığıyla gerçekleşen, “An – Anı” adlı sergiye eşlik eden Sinan Dizmen (Çello) ve Elif Önal ’dan (Piyano) oluşan ikilinin konseri, Görsel anlatım ile müzikal anlatımın bileşimini oluşturdu. 




Müzik ve resmin ahenkli birleşimi, inanılmaz bir yaratıcı atmosfer yarattı. Sıcak ve sanat kokan atmosferik ortamda canlı repertuar, kültürel şahsiyetli konukları, klasik müziğin dünyasında unutulmaz bir yolculuğa çıkardı. 


İnsan sanat anlayışının formunu gösteren sanatçının icra etdiği harika eserlerin ve güzelliği yüreklerinde uyanan dinleyicinin, müzikal sevgi uyumu içerisindeki estetik olarak hoş bir bütünlük etkisi veren sanatsal ilişkisiyle, Summart Sanat Merkezi yine kaliteli etkinliğe imza atdı.  




Summart Direktörü Zeynep Bora ve Koordinatör Özlem Aleçakır’dan açıklamalarına göre; An – Anı isimli  Sergi “Kendi mikro tarihimiz, gelecek tasavvurlarımız ve şimdiye işaret eden An kavramı arasında, imgesel bir gezinti.” Olduğu 

“An’ı yaşamakla, Anı’larla yaşamak, anılarımızı oluşturan kendi mikro tarihimiz ve resmi tarih arasında ince bir çizgideyiz. Anı dediğimiz bellek -An dediğimiz günü yaşamak, öncesiz, sonrasız belki salt kendimizi yaşamak anlamında.” Şeklinde tema hakkında bilgi alıyoruz.

Sergi bölümünde  Alp Tamer Ulukılıç, Ayşe Önuçak, Gonca Sezer, Hayriye Koç, Hilal Balcı, Ruhcan Akil ve Şirin Uysal eserlerini sergilediler,  

Gecenin konser bölümünde, An -Anı başlıklı sergiye paralel bir kurguyla Kamran İnce, Ahmed Adnan Saygun, Arvo Part ve Paul Hindemith’e yer verildi. 



Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi Sinan Dizmen (Çello) ve Elif Önal (Piyano) ikilisi, Ahmed Adnan Saygun ve Paul Hindemith geçmişde “Anı“ kavramıyla, Kamran İnce ve Arvo Part yaşayan besteciler olarak “An” kavramıyla eserlerini icra etdiler..

Gedik Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı vizyon ve misyonlarının doğrultusunda Ateşin yaratıcı ve birleştirici gücünü Sanat ile bileştirmek istediklerini söyleyen Opera Bariton Sanatçısı Caner Akgün ile yaptığımız söyleşide; Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Gedik Holding’in 50. Yıl mesajların kendilerine yol gösterici olduğunu ifade edererek, Atamızın özetle “Yaşam müziktir. Müziksiz bir yaşam zaten olamaz. Müzik, yaşamın neşesi, ruhu kısacası her şeyidir. İstiklal ve hürriyetlerine kavuşanlar, aralarında hiçbir fark gözetmeksizin uyum ve işbirliği içinde olacaklardır. Bunu da sağlayacak olan evrensel müzik ve sanattır. Bir millet ki resim yapmaz, heykel yapmaz, fennin gerektirdiğini yapmaz; itiraf etmeli ki, o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılâplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatı ile yer almaktan ilelebet mahrum kalacaktır.”sözlerini hatırlatdı.



Ana ikon, mitolojide ateş tanrı özelliği ile Hephaistos aşk tanrıçası Aphrodite’in evlilikleri, Aşk ve Sanatın kol kola olma Gerekliliği, başka açıdan Prometheus, çağlar boyunca bilimi, sanatı ve uygarlığı topluma yayan, insanın gelişmesi ve düşünmesi için gerekli olan gücü ruhuna veren varlık niteliğinde oluşunu iki ikon İlham kaynaklarını oluşturmuş. 


Gedik Üniversitesi Gedik Sanat olarak flarmoni orkestrasıyla müzik sanatını topluma yaymayı hedeflemektedirler


yilmazparlar@yahoo.com


Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliği-Yılmaz Parlar


Yenilikçi Yatırımlar


Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek amacıyla, Tayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan Mükemmeliyet kuruluşu tarafından düzenlenen ve 12 Kasım 2019 tarihinde Fairmont Quasar Hotelde gerçekleştirilen Taiwan Business Day (Tayvan İş Günü) isimli seminerlerde, Türk ve Tayvanlı iş adamları akıllı makine, yeşil enerji, akıllı medikal  alanlarındaki yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanaklarını değerlendirdi.




Taiwan Business Day; TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh, Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser Cheng, TIAD Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Fatih Varlık ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknolojileri Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş birer açılış konuşmaları yaptılar.


Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik ilişki çok güçlü


TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh konuşmasında, Tayvan ve Türkiye arasındaki yıllara dayanan güçlü ekonomik ve ticari bağları olduğumu söyledi.

Walter M.S. Yeh “Türkiye, Tayvan’ın Orta Doğu’daki en büyük ihracat pazarı ve 2018 yılında Tayvan’ın Türkiye’ye ihracatı 1,37 milyar dolara ulaştı. İkili ticaret ilişkilerimizin bu denli güçlü olmasında endüstrilerimizin birbirini tamamlayıcı nitelikte olmasının payı büyük. Tayvan Türkiye’nin imalat makineleri ve parçalarında en büyük ikinci, güneş enerjisi sektöründe ise en büyük üçüncü ithalat kaynağı. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizin, ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizde yeni teknolojilerin imkanlarından daha fazla yararlanmamıza ve yeni fırsat alanlarının yaratılmasına destek olacağına inanıyorum.”dedi



Organizasyon kapsamında düzenlenen “Akıllı Makine” seminerinde markalar arasında Da Jie Electricity Machinery, Palmary Machinery, Sigma CNC Machinery ve Kao Ming Machinery’nin yanı sıra dünyanın en büyük beş pres makinesi üreticisinden biri olan Chin Fong Machinery ile akıllı çözümler ve kuruma özel ürünler geliştirip üreten Tayvan’ın lider markası YCM CNC de yer aldı.


Yeşil Enerji Semineri’nde;  yeşil enerjide dünyanın ikinci en büyük, Tayvan’ın ise en büyük PV üreticisi olan, dünyanın ilk hidrojen yakıt hücreli motosikleti için enerji depolama çözümleri sunan United Renewable Energy ile Union Storage Energy ve J.S. Power gibi firmalar yer aldı.




Akıllı Medikal Semineri’nde ise Tayvan sanayi sektörünün en büyük ödülü sayılan Tayvan Mükemmeliyet Kuruluşu ödülünün sahibi olan AmCadBiomed Corp. ile EPED Inc., sektördeki yenilikçi ürünlerle ilgili bilgi verdi






TAITRA’nın Türkiye ziyareti kapsamında, ikili ticaretin ve işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla Anadolu Holding, Zorlu Holding, Tofaş, Otokar ve TEİAŞ gibi Türkiye’nin önde gelen endüstri  gruplarına ziyaretler düzenlendi. Zorlu Holding ve Zorlu Enerji ile gelecek dönemde hayata geçirilecek projelerle ilgili işbirliği fırsatları değerlendirildi ve makine ve enerji tasarrufu ve atık yönetimi projeleri konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. TAITRA temsilcileri ile Anadolu Holding’in bir araya geldiği görüşmede makine, yeşil enerji ve akıllı medikal sektörlerinde Tayvan ile gelecek projelerde işbirliklerinin artırılmasına ve otomobil ve içecek sektörlerinde ortaklıkların güçlendirilmesine vurgu yapıldı. Bununla birlikte makine, medikal, yeşil enerji ve helal ürünler olmak üzere dört sektörde B2B görüşmeler gerçekleştirildi.


yilmazparlar@yahoo.com

8.11.19

TOSB-Bağlantılı Otonom Araç Kümelenmesi-Yılmaz parlar


Tekerlekli Bilgisayar


Trafik kazalarının kabaca yüzde 94'ü insan hatasından kaynaklandığı, özerk araçların ilgili ölümleri azaltmak için tek yolun göründüğü, şoförsüz araçların düşük yakıt tüketimi, düşük CO2 emisyonları ve tıkanıklıkların azaltılması başda olması yanı sıra başka avantajları olan otonom araçlara üretimin yönelmesi üzerine başarılı gelişme gösteren Türk otomotiv endüstriside atağa kalkdı.




TOSB'da "Bağlantılı Otonom Araç Kümelenmesi" tanıtımında Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TOSB) Başkanı Ömer Burhanoğlu, " Otonom araç için “Tekerlekli Bilgisayarlar” benzetmesi yaptı.


Ömer Burhanoğlu, “Artık otomobillerin, bir yerden bir yere ulaşmak için kullandığımız araçların çok daha ötesinde bir yerden bir yere oluşturduğumuz datanın bağlantılı iş modelleriyle yaratacağı yepyeni bir dünyadaki altında 4 tane tekerleği olan büyük bir bilgisayara dönüştüğünü söyleyebiliriz."dedi




TOSB İnovasyon Merkezi ile İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi (İTÜ OTAM) koordinatörlüğünde, otomotivde dönüşümü sağlayan mobilite, telematiks, yazılım ve benzeri sektörlerle iş birliklerinin ve iletişimin artırılması amacıyla oluşturulan Bağlantılı Otonom Araç Kümelenmesi tanıtıldı.



Otomotivde dönüşümü sağlayan mobilite, telematiks, yazılım ve benzeri sektörlerle iş birliklerini ve networkü artırmak amacıyla, 6 Kasım 2019 Çarşamba günü Bağlantılı Otonom Araç Kümelenmesi” lansman ve networking etkinliğinde Kümelenmiye katılım gösteren firmalar; Altınay, AVL, Adastec, Akplas, Alba Plastik, Asil Çelik, BİAS, Bites, Cengiz Makine, Ecoplas, Eku Fren, Esim, Eteration, Farplas, FEV, FORD, Fren Teknik, GCS, Gelecekhane, Hidromek, Heksagon, IBM, İTÜ MEAM, Leo Mühendislik, Novasim, Ortem, Ölçsan, Repg, Saykal, TOFAŞ, TÜSSİDE, Takosan, YANDEX

Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren çok sayıda firmanın üst düzey yöneticilerinin katılımıyla TOSB'da düzenlenen toplantıda, OTAM İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ekrem Özcan Otonom araçlar ve kümelenmeyle ilgili sunum yaptı. Özcan, katılımcıların sorularını da cevapladı.
 TOSB Başkanı Ömer Burhanoğlu,Otonom araçların yaklaşık 3 trilyon dolar pazar potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Burhanoğlu “Bizim dünyadan aldığımız otomotivdeki pay yüzde 1,5 civarında. Yine bu payı bu sektörde, mobility dünyasında alacak olursak 45 milyar dolardan bahsediyoruz ki bugün Türkiye'nin yaptığı ihracat 30 milyar dolar. Yani onun 1,5 katı." Açıklamalarında bulundu.
 Burhanoğlu,"Birçok trend var, bunların başında da paylaşım ekonomisi geliyor. Yine hem yeni neslin davranış modellemesinin getirdiği bir iş bu ve dünyadaki karbon salımının azaltılmasıyla ilgili öngörülen paylaşım ekonomisinin otonom araçlarla çok daha üst seviyeye çıkacağını düşünüyorum. Otonom araçların en önemli faydalardan biri paylaşım ekonomisinin hızla artacak olması. Otonom araçları 2035'ten itibaren yollarda artık yüzde 25 civarında göreceğiz ve 2040'larda da Amerika'da araçların yüzde 60'ı otonom olacak." Şeklinde geleceğin ufkunu çizdi.



ADASTEC bilgisayar yazılım firmasının CEO Dr. Ali Ufuk Peker’in sunumu sonrası   TOSB test alanında ADASTEC bilgisayar yazılım firmasının donanım ve yazılımını gerçekleştirdiği otonom otomobilin donanımları katılımcılarla incelendi. 

5G'nin tanıtımı biniciler için hoş bir gelişmedir. Teknoloji ilerledikçe, kendi kendini süren otomobiller, trafik kurallarına her zaman uyan, asla yorulmayan ve tarafsız kalabilen, sıfır olaylı bir geleceğe doğru ilerlememizi sağlayan tek araç olacak. üniversite öğrencileri, gece güvenli yolculuklar, transit istasyonlardan son mil bağlantısı ve yaşlılar için hareketlilik sağlayacaktır. Nakliye maliyetini düşürecek 
Şoförsüz araçlar kesinlikle hayatlarımızı daha basit, daha güvenli ve daha akıllı hale getirecek.
yilmazparlar@yahoo.com

3.11.19

Turizmde Yeni Arayışlar-Yılmaz Parlar


Turizm Politikamız Olmalı 


Turizmi model olarak değil turizmi bir politika olarak görmeliyiz.

Herhangi bir ekonominin büyüme süreci, birbiriyle etkileşim halinde olan çabalara bağlıdır. Ana bağlantılardan biri devlet turizm politikasıdır. 




Turizm ciddi planlama demektir. Mevsimsel yapı açısından master planlar çok önemlidir. Kurumların işbirliği çok belirleyicidir. Turizmde büyüme Stratejileri açısından Sürdürülebilir kavramının netleştirilmesi ve detaylandırılması gereklidir.


Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından düzenlenen, Büyük Kulüp ev sahipliğinde 31 Ekim 2019 Perşembe günü “Turizmde Yeni Arayışlar” konu başlıklı panel gerçekleştirildi.





Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğü üstlendiği panelde; Turizm Bakanlığı yapan Bülent Akarcalı, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erdem, Önceki dönem TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve TÜROB Sektör Temsilcisi Sevda Yılgaz gibi isimler konuşmacıydılar.

Moderatör Celal Toprak Turizmde yeni arayışlar konusu olarak görüşleriniz neler şeklinde soru yöneltsede turizmdeki mevcut durum konuşuldu. Turizmimizde ki eksik ve yanlış olanlar dile getirilip yakınmalar ön plana çıkarken bir politikaya sahip olmayışımızın ihtiyacı ortaya çıkdı.




TÜRSAB Geçmiş dönem Başkanı Başaran Ulusoy’a, turizmimize dinamizm kazandırma adına başkanlığı sırasında 2017 yılında davet etdiği RTK grubu Başkanı Thomas Bösl’ün toplantıda söylediği sözler  “Dünyada seyahat acenteleriyle birebir çalışmayan tek ülke Türkiye’dir. Tur operatörleri toptancıdır ve müşteriyle doğrudan muhatap olmaz. Ama perakendeci olan acenteler müşteriyle iç içedir. Alman acenteler karşılarında müşteriyle doğrudan muhatap olan son satış noktası konumundaki perakendeci acentelerle çalışmak istiyorlar. Alman toplumuna Türkiye’yi yeniden tanıtın. Avrupalı turiste burada hayatın normal ve güvenli olduğunu anlatmanız lazım. Ancak Almanya basınında yer alan Türkiye’ye yönelik siyasi haberler Türkiye’nin turizm hareketini yutuyor.  Türkiye’nin turizm altyapısı hiçbir ülkede yok. Türkiye’yi başka ülkelerle kıyaslama bile yapamayız. Türkiye’de hizmet kalitesi çok üstündür.” Hatırlatarak sonrasında; yaptığı 20 yıllık TÜRSAB Başkanlığı dönemlerinde pek çok Turizm Bakanı geldi bir Turizm Politikası oluşturan Bakana rasladınızmı şeklinde soru sorduk..






Turizm ekonomisinin gelişme aşaması, turizmde özel girişimin gelişmesi ya da sosyal turizmin gelişmesi ikinci faktördür. Henüz bilinmeyen üçüncü faktör, yönetim faaliyetlerinin yıllık performansı turizm ürünlerinin tanıtımını büyük ölçüde etkileyen turizm şirketleri üzerindeki etkisidir. Toplamda, böyle bir yönetim politikası sadece önemli değil: bu çabalar ülke ekonomisinin bir bütün olarak büyümesi ve özellikle turizm açısından belirleyici olabilir.

Klasik kıyı turizmine ek olarak; sağlık ve termal turizm, golf turizmi, kış sporları, dağcılık ve yerleşim turizm, macera gezileri, plato turizmi ve ekoturizm, kongre turizmi, konferans ve fuar turizmi, seyir gemi ve yat turizmi, golf turizmi, etkinlik turizmi vs. Turizm alternatiflerinin en gözde türevleri konuşulur beklentimiz vardı. Sadece şikayet ve yakınmaları dinledik. 

Şehir düzeyinde markalaşma, Turizmde ve kültürel turizmde marka olmak, çeşitlendirmeye odaklanan turizm türleri, öncelikli olan turizm türlerinin analizi, gelecekteki yeni planları hakkında yani Turizm tematik koridorları, Turizm Kentleri ve Ekoturizm Bölgeleriyle birlikde, mevcut turizmin perspektifi, çok fonksiyonlu bir turizmi hedefleri, turizmde İnovasyon vs.duymak istediklerimiz böyle konulardı.


Turizm ve yapısı değişiyor. Yeni teknolojiler, İnsanlar yeni ve standart olmayan seyahatler için yeni ihtiyaçları olan turizmi arıyorlar. Yenilikçi turizm ürünlerinin birçoğu, pazar alanında nişlere sahiptir. Ekolojik, macera gibi yenilikçi ürünlerin göründüğü sürekli popüler ve kültürel turizm, yenilik sürecini öngörülebilir hale geliyor.


yilmazparlar@yahoo.com

27.10.19

Çirkin Kentleşmeyle Yüzleşmek-mega istanbul-Yılmaz Parlar

 Çirkin Kentleşmeyle Yüzleşmek

Leviathan şehirleri; Zamanımızın kentsel yığınları arasında “Mega İstanbul” Dünya kentleşmesinin büyüme noktaları, sözde mega şehirler, 10 milyondan fazla nüfusa sahip devasa yığınlar.

İstanbul’un çarpıcı derecede hızlı ve ölçüsüz kentsel büyümesini gözler önüne seren, Antropolog Yoann Morvan ile Mimar Sinan Logie’nin birlikte sundukları “ Mega İstanbul”



Mega şehir İstanbul hakkında konuşulduğunda; küçük boyuttaki katı partiküllerin dış yüzeylerinin eritilip, birbirlerine yapışması sonucu daha büyük çapta katı partikül veya tanecikler elde edilmesi, yığılma, anlamına gelen aglomerasyonlardan bahsederiz. Büyük şehirlerin genişlemesinin sınırları var, ancak bu sınırları görebilmek için, keskin bir göze sahip olmanız gerekiyor:


Dünya nüfusunun yalnızca % 2'si şehirlerde yaşıyordu. Bugün Devleti tahrip eden ve onu zayıflatan büyük şehirlerde dünya nüfusunun yarısından fazlası yaşıyor. 2050 itibariyle, dünya nüfusunun en az % 70'i şehirlerde yaşayacak. Uzman kuruluşların bilgilerine göre; On yıl kadar önceleri şehirlerde yaklaşık 2,8 milyar insan yaşıyordu. 2015 yılına kadar dünyada >yaklaşık

 30 şehir vardı. 2025 yılına kadar gelişmekte olan Asya ülkelerinden dolayı dünyadaki mega kentlerin sayısı 37'ye ulaşacak.





Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter’in da katıldığı, Sinan Logie, Yoann Morvan’ın Mega İstanbul isimli 25 Ekim – 4 Aralık 2019 tarihleri arasında ziyarete açık olan sergide İstanbul; Bizans, Konstantinopolis, daha sonra yakın zamanlı İstanbul 2023’ü inşa etme emelleri de dahil olmak üzere, fetihler, siyasi ve dini entrikalar, depremler ve yangınlar arasında çağlar boyunca sürekli olarak süren aralıksız bir mücadelenin içerisinde yeniden tanımlanmıştır.


Sinan Logie ve  Yoann Morvan sergileri hakkında; “Osmanlı İmparatorluğu’nun eski başkentinin çok katmanlı kentleşme palimpsestinin üzeri, bugün artık on altı milyon nüfusa sahip bir megapolle kaplıdır. Bu kentsel büyüme, son on yıllar boyunca, genellikle çevresini de dikkate almadan, çarpıcı bir hızda gerçekleşmiştir.  Bu durum, özellikle, meskûn alanın kenarlarındaki, az bilinen ama mevcut yeni oluşumların ve eşitsizliklerin şiddetini ve boyutunu açığa çıkaran yerlerde görünür olmaktadır.” Açıklamalarda bulundular


Sinan Logie ve  Yoann Morvan “Buraları yürüyerek katetmek, Mega İstanbul’un ölçüsüzlüğünün ölçüsünü belirlemeye olanak sağlıyor. Eyüp’ün kuzeyinden Dilovası’na, Silivri Limanı’ndan Sultanbeyli tepelerine kadar, klişe yerlerin uzağındaki bu kıyıda köşede kalmış kentsel sınırları boydan boya geçerken,  natamam bir tamamlanma süreci yaşayan bu kentsel hayalciliğin röntgenini tasvir etmek mümkün.” Şeklinde bilgileri paylaştılar. Çirkin kentleşmenin izleri süren görselleri ile gerçekleri yüzleştirdiler. 






Kültür merkezi ilgilileri  Saadet ersin ve Aslı Akıncı’dan aldığımız bilgilere göre;

“Université libre de Bruxelles (ULB) – La Cambre-Horta Mimarlık Fakültesi mezunu olan mimar ve plastik sanatçı Sinan Logie, Bilgi Universitesi’nde ders vermektedir. Kentsel araştırmalar alanında faaliyet gösteren bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Mekanda Adalet Derneği’nin kurucu üyesidir. 

CNRS bünyesinde antropolog olan Yoann Morvan, Aix-Marseille Universitesi’nde Karşılaştırmalı Akdeniz ve Avrupa Etnoloji Enstitüsü’nde çalışmalarını yürütmektedir. Yorulmak bilmeyen bir kentsel yürüyüşçü olan Morvan, 2009 yılından bu yana İstanbul’u ziyaret etmektedir.”

Mega Şehirlerin Plansız kentleşmesinden söz edersek;
Aslında, kentleşmenin yığılmasında ana katkı, kırsal bölgelerden şehirlere göçleri ile yapılmaktadır. Küresel kentleşmenin olumsuz itici gücü olarak kalacağına da inanılıyor.
Mega şehirler için, bazı uzmanlar, “Nüfusu en az 5 milyon olan şehirleri böyle görüyor. Eğer algının sınırlarını zorlanırsa, daha da şaşırtıcı bir büyüme görüleceği, tahminlere göre 2025'te 87 şehrin olacağı, 2030–2050 döneminde 1.3 milyar yeni vatandaşın gelmesi bekleniyor.”



Ekonomistler her zaman küreselleşmeyi ve kentleşmeyi refah ve ilerlemeye götüren olumlu süreçler olarak görmüştür. Fakat zirvede şehir yönetimi, trafik sıkışıklığını yenmek ve altyapı geliştirmek için elindeki her şeyi ve daha fazlasını yapmak zorundalar.

Uygun fiyatlı konut inşaatı talebi karşılamadığından, insanlar sürekli yasadışı olarak yüzbinlerce gecekondu evi kendileri inşa etdiler. Gecekonduları, modern hedeflenen kentsel dönüşüm yatırımlar yoluyla ortadan kaldırmak için bir plan sunuldu. Açgözlülük nedeniyle insanlar şehre, onları sindiremeyecekleri miktarlarda gittiğinden, Hızlı bir büyüme  yaşayan
 plansız çirkin kentleşen İstanbul ortaya çıkdı. Çirkinliğin ikinci sosyal yüzüde büyük şehirlerinin karakteristik bir özelliği olan soygun ve diğer dehşetlerden daha yüksek bir suç oranına da sahip oldu.

Çirkin kentleşme ile birlikde solunan hava kirliliği yeşilliklerin azalmasıda beraber geldi.Yangınlar ormanları tahrip ettiğinde, itfaiyeciler kelimenin tam anlamıyla yangınla yangınla savaşmaya başlar ve ormanın tüm kesimlerini yangın yolunda tahrip eder. Neden? Gerçek şu ki, yangının yayılması için üç şey gerekli: oksijen, ısı ve yakıt malzemesi. Bu üç bileşenden en az birini çıkarırsanız, yangın keskin bir şekilde azalır

Rant kültüründe, büyük aglomerasyonların ayrı bölümlerinin izolasyonuna yönelik eğilim zaten yansıtılmamıştır. Baskın
 eylem merkezinde kurtuluş ümidi olmadan özel bir güç kesintisi yapıldı, çünkü kötü bir bölgenin ortasında yüksek binalarla sonuçlandı ve çığlıkları mega şehir İstanbul’u yönetenler duymadı.

Büyük şehirlerle ilgili er ya da geç, sebep oldukları çevre sorunlarının tartışılmasına neden olacaktır. Aslında, büyük şehirler atmosfere toksik emisyonların  gerçek merkezlerini oluşturmaktadır. Sadece megaşehirlerin nüfus artışının % 80-90'ını sağlayacağı gerçeği göz önüne alındığında, geçmiş bize yeterince ders verdiğinden endişelenmeye başlamak için bu yeterli bir nedendir. Küresel şehirlerin yeni dünyasında, insan sadece hava değil, aynı zamanda başka bir unsur tarafından da tehdit ediliyor. Deniz seviyesindeki hafif bir artış - küresel ısınma durumunda taşkın riski çok yüksektir. Dünyanın su seviyesi bir metre yükselirse, büyük kısmı su basacak.


Doğal afetlerin bir başka yanı var İstanbul’da. Tedarik kesintisi. Büyük bir deprem veya selden sonra böyle bir şehre ne olacağını hayal edin. Şehre her gün tonlarca muhtelif ürünün ulaşması gerekiyor. Bir nedenle tedarikçiler şehre ulaşamazsa ne olur.? Modern bir mega şehir olan varlığını sağlamak için teknolojilere dayanıyor. En az bir köprü veya tünel kapalıysa, acil bir duruma uyacak. Şehrin altyapı projelerinin çoğu yetersiz.

Kentin bulunduğu manzara oldukça heterojendir: adaları, yarımadaları, koyları ve akarsularıi içerir. İstanbul hiç plan olmadan düzensizce kuruldu. Şehir yönetiminde güçlü bir lobiye sahip olan ve daha temiz, daha güzel ve konforlu bir şehir oluşturmak için projeleri teşvik eden bugün şehirler alışveriş merkezleri ve mimari anıtlarla süslenmiş, mimarı güclü planlama STK’lar yok.

Prensip olarak, tarihine bakarsanız, politikacıların, bölümlerin, özel sermayenin ve sivil toplumun sürekli etkileşimin şehrin nasıl göründüğünü görebilirsiniz. Genel olarak, müzakere etme kabiliyeti, şehir hayatına kayda değer yenilikler getirmede başarı için belirleyici bir faktördür. Tüm aktörler, büyükşehir alanının yönetiminde uyumlu bir gelişime yol açan eşit bir paya sahip değiller.


Günümüzde, kentsel planlama kuralları değişti: Her şey, sürekli büyüyen bir kentin farklı bölgelerini birbirine bağlama beklentisiyle yapılmadan önce, odak noktası araba trafiği sorununu çözmeye odaklanıyor. Şehrin büyüklüğü, karşılaştığı zorlukların büyüklüğünü belirler. Nüfusa temiz su sağlama sistemi her zaman endişe verici durumda. Bu nedenle, şehir idaresi çok çalışmak zorundadır.


Bir mega kabiliyetin lideri, genellikle her zaman çok fazla beklentileri olan özel durumundadır.


Büyük bir yığılmanın ne kadar karmaşık olduğu, teknolojiye ne kadar dayandığı, büyük şehirlerin teknik uzmanlara ne kadar ihtiyaç duyduğu göz önüne alındığında, tipik bir liderliğin mega yetkinliği olan bir bilim insanı olması beklenir. Diyelim ki, bir kimyager, fizikçi veya bir matematikçi, yani şehrin bütün sıkıntılarını cebirle ölçebilen ve bölgeyi onlardan kurtarabilecek ideal formülü bulan bir kişi. Bununla birlikte, uygulama kent politikasının beşeri bilimlerin kaderi olduğunu göstermektedir.

Şehir küçüldükçe, belediye başkanının gerçek gücü ne kadar büyük olursa, şehir o kadar büyük olur.

yilmazparlar@yahoo.com


24.10.19

TÜROB_Ukrayna turizm pazarında aşı tuttu -Yilmaz Parlar

Ukrayna turizm pazarında aşı tuttu


Bu yıl rekor beklenen Ukrayna turizm pazarından gelen talep ülke geneline yayılıyor. Ukraynalı turistler artık Antalya’nın yanı sıra İstanbul, Kapadokya, Kayseri, İzmir ve Sapanca gibi diğer destinasyonları da tercih etmeye başladı. Ukrayna’dan Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine de talep başlaması dikkat çekiyor.






Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB), T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve THY işbirliğiyle tanıtım faaliyetlerinde pilot ülke olarak belirlediği Ukrayna turizm pazarında hedeflere ulaşılıyor. Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkeler arasında yer alan Ukrayna’dan gelen turistler artık Antalya’nın yanı sıra İstanbul, Kapadokya, Kayseri, İzmir ve Sapanca gibi diğer destinasyonları da tercih ediyor. Son dönemde Ukrayna’dan Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerine de talep başlaması dikkat çekiyor. 




Pazar rekora koşuyor

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Ukrayna’nın Türkiye’nin en istikrarlı turizm pazarlarından biri olduğunu vurgulayarak, “2018 yılında Türkiye’ye 1 milyon 386 bin Ukraynalı turist gelirken, bu sayı bu yılın ilk 8 ayında yüzde 10.5 artışla 1 milyon 106 bin olarak gerçekleşti. Yıl sonu itibariyle Ukraynalı turist sayısının 1.5 milyonu aşmasını bekliyoruz” diye konuştu. Ukraynalı turistlerin ağırlıklı olarak plaj turizmi odaklı olduğuna işaret eden Eresin, bu durumun değişerek Ukraynalı turistlerin ülkemizin tüm bölgelerine gitmeleri için İstanbul, Kayseri, Kapadokya, İzmir ve Sapanca destinasyonlarına yönelik başlattıkları tanıtım çalışmalarına Güneydoğu Anadolu’yu da eklediklerini dile getirdi. Eresin, Türkiye’nin ‘2023 Turizm Stratejisi hedefinde yer alan 75 milyon turist sayısına ulaşılması için’ turizmin tüm ülkeye yayılmasının önemli ve gerekli olduğuna dikkat çekti. Başkan Eresin, “Hep birlikte emek verdiğimiz bu yolda sektörümüzün başarılarının artarak devam etmesi tek temennimiz” dedi. 



Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Gaziantep’te ağırlandılar

Bu arada TÜROB tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve THY işbirliğinde yürütülen ‘Ülkemizin tüm yönleri ile tanıtımı projesi’ kapsamında, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Gaziantep’in tanıtılması amacıyla Ukrayna’dan davet edilen yaklaşık 20 kişilik seyahat acentası ve turizm medyası temsilcilerinden oluşan heyet ağırlandı. Heyet, Hilton Garden Inn Adıyaman, Hilton Garden Inn Mardin ve Park Dedeman Gaziantep Hotel ev sahipliğinde ağırlanarak bölgenin tarihi, turistik ve cazibe merkezlerini gezdiler. Yapılan çalışmanın özellikle bölge turizmine önemli katkılar yapması bekleniyor. 
Öte yandan TÜROB tarafından gerçekleştirilen bu tip tanıtım organizasyonları Ukrayna ile sınırlı kalmadı. Proje kapsamında, yıl başından günümüze kadar TÜROB, T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı ve THY işbirliğiyle, 84 ayrı destinasyondan yaklaşık 2 bin turizmci Türkiye’de ağırlandı.

Ukrayna’dan gelen turist sayısı 8 ayda yüzde 10 arttı 

Yıl        Ukraynalı turist sayısı (Bin kişi)
2008    780
2009    574
2010    568
2011    602
2012    634
2013    756
2014    657
2015    706
2016    1.045
2017    1.284
2018    1.386
2018 (Ocak-Ağustos)  1.000
2019 (Ocak-Ağustos)  1.106

yilmazparlar@yahoo.com


Maslak Hilton Hotel şehircilik otelinde örnek -Yılmaz Parlar


Maslak Hilton Örnek


Mükemmel şehircilik oteli nasıl  olmalı?

Konforlu bir konaklama için, bir otel seçerken, İdeal otel ne olmalı?

Seyahat edenlerin tüm gereksinimlerini, olması gerektiği gibi karşılayan bir otel, kaliteli turist konaklama örneği oluşturur. 


Genel olarak, otel, hizmet ve hizmetler kümesi açısından güvenli bir şekilde olmalı. Otel seçiminde genelde üç öne çıkan faktörlerin yanı sıra daha nesnel parametrelere güvenmek daha iyidir.

Otel işletmeciliği alanında makroekonomik bir perspektifle bakıldığında; Farklı bir tatil türü farklı seçim kriterleri içerir.


Otel performansın istatistiksel analizleri göstermiştir ki; makroekonomik faktörlerin otel operasyonunu nasıl etkilediğidir. Regresyon analizinde otel performansı  değişken otel doluluk oranı ile ölçüldüğüdür.


Şehircilik Hotelciliği açısından konfor, Maslak Hilton Hoteli karakterize eden ana unsurlardan biridir. Otelin inşasındaki tasarımın yanı sıra tesisler için de modern bir perspektif sergiliyor. İhtiyaçlarınıza göre doğru odayı seçme şansı tanıyor. Hotel'in odaları tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak durumundadır.




SKAL International İstanbul Kulübün, Maslak Hilton Hotel Müdürü Özkan Alkan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirdiği Ekim 2019 toplantısı sonrası gezmeye fırsat bulduğumuz oteli ve işletmeciliğini şehircilik otelciliği açısından mükemmel bulduk.

İstanbul'un eğlence bölgesi ve işin merkezinde lüks için eşsiz bir standart belirleyen Istanbul Maslak Hilton Hotelde etkinlik alanı da dahil olmak üzere süitlerin olduğu 284 büyük odası ile hizmet vermektedir.



Hotel iş Geliştirme Müdürü Yasemin Copur’un verdiği bilgilere göre; Balo salonu ve 6660 m² toplam etkinlik alanı, 3 kata yayılmış. Konuk odaları, 38 metrekare yatak boyutları 180 x 200. İki yataklı konuk odası: 38 metrekare yatak boyutu: 120 x 200. En yeni işletme teknolojisiyle birlikde hizmet veren 22 orta boy ve büyük toplantı odalar. 850 m2'lik özel gruplar için bütün gün yemek mekanı. Sütunsuz balo salonu doğal gün ışığıyla 1200 kişiye kadar ağırlayabilmektedir. 925 metrekare ana fuaye, terası  65 metrekare Kokteyl kapasitesi 1000 kişilik 850 metrekare, yuvarlak masalı  büyük balo salonu ve kokteyl kapasitesi 250 kişilik, sürekli değişen sanat sergi salonu gibi büyük etkinlik alanları mevcut.




Spa salonunda; Koşu bandı, sabit bisiklet, kablo kasnağı gibi kapsamlı fitness ekipmanları ile kişiselleştirilmiş eğitimler, makineler, ağırlık makineleri, serbest ağırlıklar, karın çırpıcıları, kürek makineleri, özel bir mekan pilates için, squash kortu, kapalı yüzme havuzu, bayanlar için geleneksel bir Türk hamamı 2 VIP suit dahil, kendi jakuzileri, kendi saunaları ve kendi hamamları ile 9 sağlık tedavi odası bulunmaktadır.






Neredeyse her ülkede, ideal olduğunu iddia edebileceği çeşitli turistik konaklama örnekleri vardır. Yerli yabancı büyük holdinglerin merkez ofislerin bulunduğu ve iş ortamına paralel lüks eğlence merkezine sahip Maslak bilgesi otel için ideal konuma sahip. Güleryüzlü personeliyle tüm lüks gereksinmelere cevap veren profesyonel otel işletmeciliğide buna eklenirse Maslak Hilton mükemmel şehir oteli örneğini oluşturuyor. 


yilmazparlar@yahoo.com